RAMAZAN KAYAN HOCA Ropörtaji

 RAMAZAN KAYAN HOCA Ropörtaji

Günümüz Müslüman Kadın üzerine söyleşi

1:)Zeynepder: Tarih boyunca en çok istismara uğrayan konulardan biri kadın konusu…Evvela şunu sormak istiyoruz. Neden kadın konusu hep tartışılan , gündem olan bir konudur?        
   
Ramazan Kayan:BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Öncelikle şunu hatırlatmak isterim .İnsanoğlunun tartışmacı bir tabiata sahip olduğunu unutmamak gerekir. Tarihi seyir içerisinde  bu özelliğini hep sürdürmüştür. Öyle ki , tartışması gereken meseleleri tartıştığı gibi , tartışmaması gerekenleri de  tartışmaktan imtina etmemiştir. İlgili ayet “Fakat tartışmaya en çok düşkün varlık insandır”. (Kehf:54)
      Kadın diye bir sorunumuz yoktur.Bu Batı’dan ithal edilmiş bir sorundur…İddiası, içi boş ve anlamsız bir kalıp yargıdır.
      İslam düşmanları “İslam’da kadın”, sorunsalı üzerinden İslam’ı vurma yolunu seçtiler. Yine “Kadın hakları” konusu istismara açık bir konu olduğu için; bu söylem üzerinden sömürü düzenlerini devam ettiriyorlar. Kadını savunmasız görüp, onu koruma adına yola çıkıp sonrada kadına yönelik yeni tuzaklar kuruyorlar.Bu durumda sorunlar gittikçe derinleşiyor.
       Evet , sormak lazım bunlar kadını koruyorlar mı yoksa kullanıyorlar mı?
       Ayrıca  kadın olsun, erkek olsun İlahi İrade’nin kendileri için belirlediği konumlandırmaya razı olmadıkları sürece bu tartışma bitmeyecektir… Bu gün ilahi sınırları hiçe sayan karşıt cinsler ”alan savaşı” veriyorlar. Birbirinin alanına , misyonuna müdahil olunca , sınırlar zorlanınca  tartışma ve çatışma kaçınılmaz oluyor…Kadın vahyin belirlediği kadınlık rolüne razı olsa , erkek kendi konumunu kadına karşı bir baskı aracına dönüştürmese  böyle olmayacaktı .
       Kadın erkek için çekim gücü olan bir cazibe merkezi hep olmuştur …Beşeri sistemlerde, erkek kadını önce seyreder, akabinde sahip olma güdüsü kabarır, sonraları da sömürme arzusuna dönüşür.
       Kadını şeytanlaştıran da, ilahlaştıran da kadına aynı derecede zulmediyor demektir…
        Kadın üzerinden sürdürülen savaş toplumu yozlaştırmaya yönelik sinsi bir komplodur
       Kabil – Habil kavgasının temelinde kadın olduğunu görüyoruz… Kabil kendisi ile aynı batında doğan kız kardeşi ile  evlenmek isteyince  tartışma çıktı. Kabil gayri meşru olanı savunuyordu…Habil buna karşı çıktı, Allah’ın (c.c) sınırlarına dikkat çekti… İnsanlık tarihinde ilk dökülen kan, kadın meselesinden kaynaklandığını görüyoruz. 
       İslam’a göre kadın ve erkek , insanlık değeri ve onuru açısından eşit kabul edilmiş, bir üstünlük söz konusu olmamıştır ancak otorite , hak, yetki vs. bakımından üstünlük olduğu ifade  edilmiştir.
       
               


2 Zeynepder:Asrı Saadete bakınca görülen net bir kimlik var .Herhangi bir bulanıklık yok. Günümüzde yaşanan bu bulanıklığın ve kimlik karmaşasının nedeni nedir?   

Ramazan KayanAsr-ı: Saadetin netliği nerden geliyor ? Önce şöyle bir soru sormak lazım : Dünyada en net şey nedir? Elbette ki ; vahiydir... Bu açıdan vahiyle şekillenen bir kimlik elbette ki net olacaktı. Vahyin berrak pınarından beslenen kişiliklerden bulanıklık belirsizlik beklenebilir mi?Vahyin değerleri ile kendini tanımlayan , müteal doğrularla  kendini tamamlayan , net ve nitelikli  bir duruşu gerçekleştirmiş olacaktı. Yine  biliyoruz ki  o kuşak arı ve duru bir şekilde  Allah’ın (c.c) boyası ile boyanma yolunu seçti. Renkten renge girmediler , arazinin rengine uymadılar , renksizleşmeye de  pirim vermediler. Günümüzde ise öncelikle zihinler bulanık , kafalar karışık bir durumda… İnsanlar  tercihlerinde  netleşmiş değiller… İnsanlar egemen güçlerin tepeden indirme kimlik dayatmaları karşısında savunmasız… Resmi ideolojinin kimlik biçme operasyonları insanları sonuçta ya çift kimlikli olmaya veya kimliksizliğe  sürüklüyor.
İslam ümmeti  tarihi akış içerisinde zamanla farklı kültür, din, ideoloji, felsefi, akım ve anlayışlarla yüzleşme sonrasında İslami safiyeti korumak zorlaştı… Egemen  kültürün baskıcı uygulamaları , resmi ideolojilerin dayatmaları Müslüman toplumlarda yeni kırılmalara neden oldu... Yeni nesillere yönelik güçlü ve köklü İslami  eğitim disiplinlerinin olmayışı gençliğin kimliksizleşme ve kişiliksizleşme sonucunu doğurdu.
   Önce, akide de bulanıklık başladı… Cahili tortu ve etkilerden, nifak sızmalarından zihinler etkilendi. Sahih bir akide olmayınca, savrulma kaçınılmaz oldu, …
     Akabinde, amelde bulanıklık baş gösterdi…İbadetler de bidat ve hurafeler baskın çıkmaya başladı… İbadetler adetleşti…
     Söylemde bulanıklık bunu izledi. Net tevhidi söylemin yerini muğlaklık, müphemlik ve mechuliyet belirdi.
Yol, yöntem ve yön açmazında grileşen idrakler belirsizlik girdabına saplandılar.
Bu çağ bulanık ve baskıcı bir çağdır…Tek tipleştirme politikaları küresel düzlemde sürdürülmektedir…
Sonuçta şu hususun altını çizmekte yarar var : Allah’tan (c.c) bağımsız kimlik tanımlamaları bulanıklığın temel nedenidir.



3: )Zeynepder: Müslüman hanımın misyonu çerçevesinde günümüzde Müslüman hanımı nereye oturtabiliriz? 
Ramazan Kayan:Yer yer geleneksel tabuların ve modernist kuşatmaların kıskacında bunalan, bocalayan Müslüman kadın bu çemberi kırma noktasında ciddi bir irade ortaya koyduğu görülmektedir. Resmi ideolojinin kadına biçtiği rol geri tepmektedir. Kadının kimlik ve kişilik arayışı bu uğurda verdiği mücadele güzel sonuçlar vermektedir. Ancak bu olumlu açılımların akışı içinde Müslüman kadın şu iki şeyi çok iyi bilecek: Bir; haddini… İki; hesabını… Çünkü Müslüman kadını meşruiyet zemininden koparmak için nice tuzakların kurulduğu malum… Mahremiyeti ihlal eden, meşruiyeti zedelenen kadın misyonunu sürdürmesi beklenemez.
Kadının nesneleşmesine, metalaşmasına en etkili itiraz Müslüman kadından gelecektir… Kadının özne ve öncül kimliğinin örnekliğini Müslüman kadın sunacaktır…
Kadına yönelik sosyal mühendislik çalışmalarına fırsat verilmemelidir.
Kadınlarımız özne kalarak, kendi hayatları üzerinde kendilerinin söz sahibi olacakları bir dünyayı talep etmeleri kaçınılmazdır… Müslüman kadın evinden kopmadan, anneliğini unutmadan sosyal yaşamda ağırlığını ortaya koymalıdır. Değerlerden yoksun bir özgürlük ve kadın hakları savunuculuğu savrulmasına kapılmadan iffetli ve izzetli duruşunu sürdürmelidir… Müslüman kadın kendi alanını “hududullah” çerçevesinde sahihleştirme sorumluluğu altındadır.
 
4: ) Zeynepder:Hocam özellikle öğrenmek istediğimiz bir konuda ‘‘iyiliklerin hakim olması için’’ Müslüman hanıma düşen rol günümüzde nasıl çerçevelenebilir?
     


RAmazan KAyan:Gerek günümüzde, gerekse tüm zamanlarda iyiliklerin hakim kılınmasında başat rol kadınlarda olmuştur. Nasıl mı? İyilikleri hakim kılacak nesillerin yetişmesinde ilk adres; anne kucağıdır… Biliyoruz ki beşiği sallayan eller, dünyayı da sallar… Çünkü hayırlı ve vasat bir ‘‘ümmet’’in ilk nüvesi ‘‘ümm’’ dür yani annedir… Kadının bozulması, toplumu da bozar, nesilleri de bozar… Bundan dolayı iyinin iktidarı iyi kadından geçer…Rasulullah (sav) dünyanızdan üç şey bana sevdirildi derken özellikle Saliha kadına vurgu yapıyordu. İnsanlık tarihinin akışını belirleyen kadınlardır...Hz. Meryem…Hz. Hacer… Hz.Asiye… Hz.Hatice…Hz Aişe…Hz. Fatıma… Hz. Zeynep…Bunlar sadece bir kısmı…  Hz.İsa’yı Hz. Meryemsiz düşüne bilir miyiz?Hz. Musa’yı yarılara hazırlayan Hz. Asiye den başkası değildi. Hz. Hacersiz bir Hz. İbrahim yalnız başına ne yapabilirdi? En zor günlerde Hz. Muhammedi taşıyan Hz. Hatice değil miydi? Hz. Aişesiz bir fıkıh eksik kalmaz mıydı? Cennet gülleri Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’in bahçıvanı Hz. Fatıma tarihe not düşüyordu.
       Bu gün de bu sorumluluğu yerine getirecek hanımlar tarihi misyonlarını kuşanmış bulunuyorlar.Bu konu da önceliğimiz aktif kadın, sosyal kadın, aksiyoner kadın değil saliha kadındır…
      Tabii ki, saliha olmakta yetmez… Muslih olmak gerekecektir… Yani ıslah edici olmak… Kendisi  saliha ama topluma,nesillere yönelik bir ıslah projesinin içinde bulunmayan kadın pasif ve eksiktir… Çünkü şer güçler toplumsal ifsadı gerçekleştirmek için kadını kullanıyorlar. Bu durumda fesad şebekelerinin oyunlarını bozmada Müslüman kadına önemli roller düşmektedir…
       Üçüncü olarak bu toplumsal ıslah sorumluluğunu yürütebilmek için mutlaka cemaat ruhu ile salih ve sadıklarla birlikte hareket etmek gerekecektir… Kişisel çabalar önemlidir fakat yeterli değildir… Kolektif bir bilinçle hareket etmek iyilerin elini güçlendirecektir…
        Müslüman kadın kurucu bir irade, özverili bir yürek, dinamik bir ruh, berrak bir zihin, sorgulayıcı bir akılla İslami sorumluluğunu aktif bir şekilde sürdürebilir…
         Kadın ciddi bir güçtür. Çünkü, toplumun yarısı kadınlardan oluşur diğer yarısı da kadınların kucağında yetişir.     



5:) ZeynepderMüslüman hanım çerçevesinde baktığımızda , hem mevcut yasalar açısından  ve hem de geleneksel anlayış açısından iki önemli problemin var olduğunu görüyoruz. Malumunuz bir tarafta yasaklar ve diğer tarafta sosyal yaraların sarılması noktasında yapılabilecek işlerden el çektirilen bir anlayış… Bu noktada bizlere önerileriniz, önümüzü daha net görmede bize yardımcı olacaktır…     



Ramazan KAyan:Önce bir hususun altını çizelim devletin sadece Müslüman kadın üzerinde baskısı yok , kendi ideolojisine iman etmeyen herkes üzerinde yasakları sürdürüyor . Bu konuda yasakçılardan merhamet dilenmek yerine, Müslüman kadın  meşru mücadelesini , muhalif duruşunu sürdürmesi gerekir. Mahrumiyet ve mazlumiyetten bir direniş ruhunun yeşermesi lazım… Silik , sinik , edilgen bir duruşun geleceği yoktur.
     Geleneğe tutsak kalmak ne kadar yanlışsa geleneğin üstünü çizmekle o kadar yanlıştır… Reddi mirasçı olmak doğru değildir… Bize düşen  geleneğe sirayet eden İslam dışı etkileri islah yoluna gitmektir…
     Bizim yapmamız gereken şudur , kimden gelirse gelsin İslami sorumluluklarımızı sürdürürken karşımıza çıkan engellerden yılmamak , mücadeleden kopmamak ,  alanı terk etmemektir.
     Biz bu yolun çileli bir yol olduğunu bilerek seçmedik mi? Sünnetullah çerçevesin de imtihanımız devam ettiğine göre baskılar, tehditler, töhmetler karşısında sebat etmek bize düşer…
     Yasaların ya da geleneğin daralttığı alanı kararlılık, tutarlılık ve süreklilik ile açabiliriz… Kısa vadeli başarı beklentilerine girmeden sabretmeliyiz. Unutmayalım ki bedelsiz başarılar kalıcı değildir… Başkasının açtığı kapılar her an yüzümüze kapanabilir… Kestirme çözümler , sihirli formüller, kolaycı arayışlar vb. beklentiler sakın  bizi oyalamasın.
Bizden beklenen kalıcı çaba , kararlı adım , kesin inançlılıktır...


 6:) Zeynepder:Özellikle ülkemiz açısından baktığımızda İslam adına yapılan yanlışlar bir hayli fazla… Bunun sebebi nedir sizce? 


RAmazan Kayan: Devrim yasaları ile birlikte toplumu tektipleştirme operasyonlarının olumsuz sonuçları kendini göstermektedir. İslamsızlaştırma politikaları neticesinde İslam konusunda ciddi bir cehalet ortaya çıkmıştır… Evet temel sorun cehalet ve bu cehaleti gidermeye yönelik yapılan faaliyetlere uygulanan baskı ve yasaklardır. Bunun sonucu olarak özellikle Müslüman kadının zihin dünyasında ve sosyal hayatında ciddi sapmalar kendini göstermeye başladı…İffettin yerini özgürlük… Evin yerini dışarı…Anneliğin yerini iş hayatı ...Mahremiyetin yerini imaj … Vakarın yerini laubalilik… Mananın yerini meta… Kişiliğin yerini dişilik almaya başladı…
  Toplumun İslami açıdan bilgilenme ve bilinçlenme ihtiyacı had safhadadır… Sahih bir İslami çizginin oluşması için cemaat ve davet çalışmaları oldukça önem arz ediyor… Fakat bu konuda da çok önemli engellemeler ver çarpıtmalar söz konusu… Resmi İslam söylemlerinin zihinlerde oluşturduğu yanlış ve saptırıcı telkinler yeni yanlışlara neden oluyor… Evet zihinlerdeki çarpık İslam anlayışı giderilmeden gerçek İslam’a yer bulmak oldukça zor…
Diğer bir neden Müslümanların temsil yetersizliği… Güçlü bir İslami önderlik, kuşatıcı ve denetleyici İslami oluşumlar olmayınca şahsi ve mevzii İslami gayretler ciddi hatalar içeriyor.
Geleneksel tabular,  modern kuşatmalar algı ve anlam dünyamızı tahriş ve tahrif ediyor. Kadının konumunu belirleyecek olan ne gelenek nede yasalardır… Bunu İslam netleştirmiştir… Önce bunun farkında olmak lazım… Bu yanlışların aşıla bilmesi için İslami altyapının güçlendirilmesi gerekiyor. Bunun içinde etkin İslami yapılanmalara ve çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır.
Bunu nasıl gerçekleştirebiliriz ? Şunlara şiddetle ihtiyacımız var.
1-   Muttaki aydın
2-   Mücahid alim
3-   Basiretli kadro
4-   Mutedil kitle
        Bu temel dinamiklere yaslanan İslami çalışmalar yanlışları gidermede ciddi mesafeler almaları mümkün olacaktır.



7:) Zeynepder:Son olarak söylemek istedikleriniz var mı?



Ramazan KAyan:Müslüman kadın, İslam’ın bahşettiği değerleri kuşanarak ailevi ve toplumsal görevlerini azimle sürdürmek durumundadır. Dünya ve ahiret salahımız buna bağlıdır.
Toplumun yapıcı, kurucu, taşıyıcı öznesi Müslüman kadındır. Felahı da, felaketi de hızlandıran kadındır… Kadın şuurlu olursa nesillerde şuurlanır… Kadın şımarırsa her şey çığırından çıkıverir…
Kadınlar iletişim kurmada, diyaloga girmede daha başarılıdırlar… Bunu tebliğ amaçlı kullanmak lazım…Bu amaca yönelik ,seviyeli sohbet ortamları besleyici bir damardır.
Kızlarımız okuma eylemine daha çok yoğunlaşmaları gerekmektedir… Nitelikli, saygın, üretken kardeşlerimiz gittikleri ortamlarda etki bırakacaklardır… Kendilerini sadece diplomalı eğitimle sınırlamamaları gerekiyor. Alternatif İslamı eğitim programlarına yoğunlaşmak durumundayız…
İslami temsilde liyakat ve ehliyet olmadan  toplumsal sorumlulukları yürüte bilmek oldukça zordur… İnsanlar tebliğden önce temsil gücüne bakıyorlar… Verilen öğütten daha fazla örnek arıyorlar… Zaten vahye şahitliğimizde bunu gerektirmiyor mu?
Eğitimli, vakarlı ve iffetli kadınlarımız yozlaşmayı büyük ölçüde engelliye bilirler.
Allah’(c.c) a emanet olunuz.

   

                                                                                           Ramazan  KAYAN
   

Yorum Yap

  • Henüz Yorum Yok !