Peygamber Sevgisi Programından notlar

Zeynepder Çocuk Kulübünün düzenlemiş olduğu Peygamber Sevgisi Programı yapıldı

Zeynepder Çocuk Kulübünün düzenlemiş olduğu Peygamber Sevgisi Programı yapıldı.Program miniklerin Kur'an-ı kerim ve meali ile başlandı.

 Egitimci Muaz Koşar '' Kuran ve sünnet ışığında çocuk eğitimi'' konulu bir konuşma yaptı Muaz Koşar bey konuşmasında şunları dile getirdi.

KUR-AN VE SÜNNET IŞIĞINDA EĞİTİM TASAVVURUMUZ
Hamd alemlerin rabbi, din gününün sahibi, bize şah damarımızdan daha yakın olan terbiyecimiz rabbimiz ALLAH’adır. Selat ve selam kainatın efendisi vahiy terbiyesindeki örnekliğimiz, efendimiz MUHAMMED (s.a.v )‘e , ailesine, ashabına, alimlere, şehitlere ve efendimizin izini takip eden tüm Müslümanların üzerine olsun.
    Ya rabbi eşlerimizden ve nesillerimizden gözlerimizin bebeği olarak Salih insanlar ihsan et. Bizi takva sahiplerine rehber kıl. ( Furkan,74)
     Ya ilahi göğsümüzü genişlet işimizi kolaylaştır, dilimizin düğümünü çöz, sözümüzü anlaşılır kıl. Ya rabbi samimiyet ve ihlastan ayırma, kalplerimizi ülfet et, amellerimizi salih amellerden eyle, cennet için bir vesile kıl. Ya rabbi huzuru mahşerde efendimizle aynı mecliste bulunmayı bizlere nasip et.
     Değerli dostlar;
Hayata baktığımız pencere, hayatımızı şekillendiren penceredir. Hayata Roma’dan bakar ise hayatımızı Roma’ya, Moskova’dan bakar isek Moskova’ya, Washington’dan bakar isek Washington’a, Mekke’den Kâbe’den bakar isek, hayatımız Kâbe’ye yönelecektir.
   Hayatımızı şekillendiren pencerenin tespiti ve kararı için tefekkür etmeye ve düşünmeye ihtiyacımız vardır. Akıp geçmekte olan zaman içinde düşünmenin önüne serilen bütün engellere rağmen hayata bir noktada dur deyip hira mağarasına sığınmaya ihtiyacımız vardır.
      Kur-an’ı kerimde en çok zikredilen kavram “Düşünmek ve Akletmek” tir. Kainatın efendisi vahiy gelmeden önce hira mağarasına sığınıp, yaşadığı hayatı ve toplumu tefekkür etmiş, düşünmüş ve kendini vahyin terbiyesine hazırlamıştır.
   Vahyin terbiyesi bir zorunluluk değil, fıtri bir ihtiyaçtır. Çünkü fıtrat Allah’ın terbiyesinin kendisidir. Bu terbiye ruhun sahibine duyduğu özlemin, sahibiyle yapılan ticaretin, karşılıklı verilen emanetlerin ve sözlerin arkasında durabilmek için verilen mücadeledir.
   Vahyin terbiyesinde üç esas önemlidir..
1: Düşünmek:Düşünmenin ulaştıracağı sonuç rabbin büyüklüğünü görüp aşık olmaktır.
2: Karar vermek: Vahyin terbiyesiyle kimlik inşamızı gerçekleştirip, arınma ve eğitim sürecini tamamlamış oluruz..
3: Amel-i Salih: Adanma sürecimizi gerçekleştirmiş oluruz.
Din düşünerek taammüden karar vermektir. Bu aşkın, muhabbetin, teslimiyetin ifadesidir. Asr-ı saadette buna en güzel örneklerden biri Hz. Ömer ve kâinatın efendisi arasında geçen şu diyalogdur.
Abdullah ibn-i Ömer anlatıyor:
Peygamber efendimiz Hz Ömer’in elinden tutup, Ey Ömer; Allah’ı ve peygamberini mi çok seviyorsun, aileni mi çok seviyorsun? Hz. Ömer, Ey Allah’ın resulü, elbette ki Allah’ı ve peygamberini daha çok seviyorum. Efendimiz tekrar sordu, Ey Ömer; Allah’ı ve peygamberini mi çok seviyorsun yoksa dünyalıklarını mı? Elbette ki Allah’ı ve peygamberini daha çok seviyorum, dedi. Efendimiz, Ey Ömer; Allah’ı ve peygamberini mi çok seviyorsun yoksa nefsini mi daha çok seviyorsun deyince, Hz. Ömer’in yüzü asıldı, omuzları düştü, bulunduğu ortamdan hızlı bir şekilde gidip evinin kapısına oturdu. Kafasını ellerinin arasına alıp düşündü. Daha sonra gelip Ey Allah’ın resulü, Allah’ı ve resulünü nefsimden de daha çok seviyorum, dedi. Efendimiz işte şimdi oldu ey Ömer buyurdu.
Abdullah ibn-i Ömer, daha sonra babasına niçin böyle davrandığını sorduğunda Hz. Ömer, ilk iki soruyu daha önceden düşünüp karar verdiğim için tereddütsüz ikisine de cevap verdim, ancak üçüncü soruyu hiç düşünmediğim için düşünüp kabul etmediğim bir şeyi Allah’a ve resulüne söylemekten haya ettim, bu yüzden gittim düşündüm doğruluğuna karar verdikten sonra geldim Allah resulüne cevap verdim.
    Hz. Ömer’in ortaya koyduğu örneklik gerçekten tercihin hayata tezahürü noktasında çok önemli mesajlar içermektedir.
   Peygamber efendimize Allah c.c. nin ilk emri okumaktır. İlk emri okumak olan vahyin nasıl okunacağı çok önemlidir. Zira Allah c.c. vahyi okumamızı değil, vahyi gereği gibi okumamızı kur-an’ı kerimde emretmek-tedir.
İlk emir yaratan Rabbinin adıyla oku; yaratan Rabbinin adıyla okumak  ey Muhammed(s.a.s) o ana kadar olan hayata baktığın pencere  ,hayata ikame ettiğin  tercih neyse onu terk et ve artık sadece yaratan rabbin adıyla oku hayatını vahiyle şekillendir demektir .Hayati vahiyle okumaktır..hayatı vahiyle okumak bir tercihtir. La demenin anlamıdır, bütün tercihlerin terk edilip sadece rabbe boyun eğip evet demenin kendisidir.
Hayata bu tercihle baktığımızda;
 Eğitim :Allahın terbiyesindeki doğruların ,vazgeçilmez değerlerin baskı ve zorlama olmaksızın kalbi mutmainlikle isteyerek, taammüden fıtri olan ihtiyacımızın doğal sürecinde ruhumuzda ve davranışlarımızda yaşanır hale gelme sürecidir..
Rabbe  evet diyip terbiyesine teslim olduğumuzda rabbimiz bizi  usvetün  hasene  en güzel örnek olarak kainatın efendisini bize işaret etmektedir..Efendimizin örnekliğine baktigimizda Allahın terbiyesindeki her değer yaşanılır bir örnekliğe dönüşmüştür..Kuranın kendisi olmuştur..
Rabbimiz peygamberleri Allahın ayetlerini insanlara okuyan,kitabı ve hikmeti ögreten ve onları sapıklıklardan kurtarıp temizleyenler olarak tanımlar..
Eğitime efendimizin tasavvurundan baktığımızda ;
1-Eğitimi nerelerde yapacağımız
2-Ailemizin içinde örneklik ve ikame edeceklerimiz..
3-Eğitimde neleri önceleyeceğiz
4-Efendimizin eğitimde dikkat ettiği hususlar
Eğitimi nerde yapacağız..
1-İlk eğitim evimizde olacaktır.(6 yaşına kadar verilen eğitim insanın hayatının yüzde 60-70 ini etkilemektedir.Bu açıdan annelerin eğitimi çok önemlidir.)
2-mescidlerimiz..(Hz Ebu Bekir ve Ammar Bin Yasirin evlerinin bazı bölümleri mescid ve eğitim için kullanılmıştır.)
3-suffe(Peygamber mescidinin içinde bir bölüm yatakhane ,yurt ve eğitim yeri olarak kullanılmıştır.)
4-Daru’l kurra(Medine de bazı evler okul ve eğitim yeri olarak açılmış ve kullanılmıştır.)
5-Küttab(Çocuklar için açılan eğitim yerleridir.)
 AİLE İÇİNDE ÖRNEKLİK VE İKAME EDECEKLERİMİZ…
1-Muhammed‘ül emin vasfıyla donanmış bir anne baba olmak…
Kalplerde hiç bir tereddüt bırakmadan evimize vereceğimiz güvenin adı olmak.Yalan söylemeyen,verdiği sözde duran,ahde vefa gösteren,ahlaklı ve hayatın her alanında zerre şüphe bırakmadan istikamet üzere bir hayat örnekliği sunmak..
Efendimize ilk vahiy geldiğinde Hz Hatice annemiz  duyar duymaz teslim olmuştur .Efendimizin kızları hemen teslim olmuştur. Babaları ne derse doğru der. Öyle bi güvenmişler ki tereddütsüz teslim olmuşlardır.
Şimdi kendimize soralım değerli annelerimiz değerli babalarımız bize ehlimiz ne kadar güvenir ve dediklerimize ne kadar inanır..
Hayata emin bir pencere oluşturmak.Hayata bakılacak pencerede ortaya konulacak değerlerde ne kadar önemli olduğunu düşünmemiz lazım
2-İyi bir eğitim örnekliği mutlu bir yuvadan geçer..
Ailenin ne kadar önemli olduğunu, bizlere emanet olan yavrularımıza mutlu bir aile ortamında yasayarak göstermemizle mümkündür.Bugün evlenmeyi ve aile kurmayı düşünmeyen gençlerimizin bu düşüncelerinde mutsuz aile ortamlarının payı yok mudur düşünmemiz lazım.
Efendimiz bir hadisi şerifte söyle buyurmaktadır;
Şeytan tahtını kendisi için belirlediği bir yere kurar  ve askerlerine emir verir.adem oğlunu yoldan çıkarın ve öyle şeyler yapın ki ben bundan memnun olayım.askerleri dağılır. Ve döndüklerinde biz ademoğluna faiz yedirdik,içki içirdik,zina yaptırdık derler  ama şeytan bunlardan sadece memnun olur(bunların önemsiz olduğu anlamına gelmez) ama bir derki ben adem olgunun evine huzursuzluk verdim.Kadını kocaya kocayı kadına düşürdüm diyince şeytan 2 kez sen çok iyi bir iş yaptın der. Bu durumdan çok memnun olur.
Değerli ailelerimiz bizler Müslümanlar olarak şimdi şeytan ve taraftarlarını mı sevindiricez    yoksa rabbimizimi sevindirip bize emanet olan yavrularımıza güzel bir örneklik mi sunucaz.Hayat bir imtihandır elbette evimizde huzursuk olacak memnuniyetsizliklerimiz olacak daha da ilerisi beklide imtihanımız olacak imtihanımızı cennetimiz için bir vesileye, bir mükafata döndürmek bizler için güzel bir örneklik olacaktir.Her birey kendi sorumluluğu ve yaptığından mesuldür. Sorumluluğunu dogru yapan imtihanı kazanacaktır.bize düşen her şeye rağmen mutlu bir aile ortamı hazırlamak ve emanetlerimize ailenin  güzelliğini göstermek  olmalıdır.
Efendimiz evine gelip kapıyı çaldığında Hz  Hatice annemiz onca hizmetliye rağmen  koşup kapıyı kendisi açardı. Efendimiz bir şey dediğinde anam babam sana feda olsun diye cümle kurardı.
Hz Ali r.a buyuruyor ki ne zaman evime gelsem bütün sıkıntı ve yorgunluğuma rağmen Fatımanın yüzünü görünce bütün sıkıntılarımı unuturum..
Hayatın bütün sıkıntılarını birbirine unutturacak  Allah için birbirini sevecek birbirleri birey olarak görüp değer verecek bir aile hayatı çok önemlidir, aile içindeki örnekliğimizde..
MUTLULUK UMUDUN TÜKENİP BİTTİGİ YERDE UMUT OLABİLMEKTİR. SADECE KENDİMİZİ DEGİL ÇEVREMİZİ MUTLU KILABİLMEKTİR,SADECE  KAZANMAK DEGİL HAYATA DAİR HER KAZANIMI PAYLASABİLMEKTİR,VARLIGIMIZLA BİRİLERİNİN TEBESSÜMÜNE VESİLE OLABİLMEKTİR.
UNUTMAYALIMKİ ZAMAN AKIP GECMEKTE BİR GÜN GERİYE DÖNDÜĞÜMÜZDE AYAGIMIZA TAKILIP CANIMIZI ACİTAN DIKENLERİ ZAMANINDA BİZ NEFSİMİZE İMTİHANIMIZA YENİK DÜŞÜP AYAKLARIMIZIN ALTINA DÖKMÜŞ OLABİLİRİZ..
3-Kur’anı kerimde ve efendimizin sünnetindeki mümin vasıfları ve hayata dair tüm doğruları anne ve babalar olarak bizlerin yaşaması..
Çocuklarımız söyleneni değil bizden gördüklerini yapar.Kullanılan cümlelerin güzel olması,kızdığımızda sesimizin gür çıkması yavrularımızın eğitiminde etkili olmayacaktır.Etkili olan ortaya konulan  her   doğrunun ilk yaşayanı anne babaların olmasıdır. Yanlış ve zararlı görülen her davranışın ilk terk edeni anne babaların olmasıdır.biz yalan söyleyip yalanın kötü olduğunu anlatmamızın hiçbir hükmü yoktur.biz namaz kılmayıp namazın faziletlerinden bahsetmemizin hiçbir anlamı yoktur..
Evlatlarımız görmelidir ki benim annem babam asla yalan söylemez, haram yemez,kimsenin hakkına göz dikmez,dedikodu yapmaz ,ihanet etmez,ümmetin dertleriyle dertlenir…bize ait her değerin  örnekliğini kalbi mutmainlikle anne babasından öğrenip teslim olur..
ÇOCUKLAIMIZ SÖZLERİMİZİ DEGİL ARKAMİZDA BIRAKTIGIMIZ AYAK İZLERİMİZİ TAKİBEDER..
4-Şefkatli olmak-Merhametle hayata bakmak..
Rabbimizin emri sen onlara merhametli olmasaydın dağılır giderlerdi..
Efendimiz buyuruyor ki merhamet etmeyene merhamet edilmez..
Merhametle şefkatle hayata bakabilmek ..
Değerli dostlar evlatlarımızı gözümüzün önünde bir ateş yakıp içine atıp yaksalar gönlümüz razı olurmu..
Elbette ki cevabımız hayır olacaktır..o halde nasıl oluyor da yavrularımız ,toplumun büyük bir çoğunluğu her gün imkanlarımızla  kendi elimizle ateşlerini yakıyoruz ve bu durumdan rahatsız olmuyoruz..dünyadaki gelecekleri için yaptığımız fedakarlığı ahretleri için yapmıyoruz..her yanlışta beddua etme yerine, dua edip ateşlerinin önünde su olamıyoruz.. efendimiz taifte bedduamı etti yoksa onlar cahil ne yaptıklarını bilmiyorlar mı dedi..
Ebeveynler olarak bizlere düşen neslin inşasında merhametin şevkatin örnekliğini ortaya koymak olmalıdır.
DEGERLİ DOSLAR MERHAMETİNİ KAYBEDEN İNSANLIGINI KAYBEDER BUNUN BİLİNCİNDE HAYATA BİR BAKİŞ SUNMALIYIZ ..BİR ÖRNEKLİK ORYATA KOYMALIYIZ..
5-Sevmek..sevgiyle hayata bakmak…sevginin dilini kullanmak…
Değerli dostlar unutmayın ki biz sevmezsek yavrularımızı sevecek birileri mutlaka olacaktır…
Rabbimiz ayette sözün güzelini söyleyin buyuruyor… sözün güzeli sevgiye acılan kapının anahtarıdır..
Hz lokmanın olguna ifadesi oğulcuğumdur..efendimizin Enes bin malike ifadesi enesimdir..
Sevginin evlatlara en iyi ifadesi evlatlarımıza yaklaşımımızdır.
Efendimiz bir gün sohbet verirken  Hz hasan ve Hz Hüseyin r.a gelir efendimiz sohbeti keser inip alıp oper ve bunlar imtihan vesilesidir buyurur..
Orda bulunan Akra ibni Habis ey Allahın resulü benim on çocuğum var ben daha hiç böyle birini öpmedim der. Efendimiz Allah senin kalbinden merhameti aldıysa ben ne yapabilirim buyurur..
Efendimiz bir hadiste çocuklarınızı öpün her öpücük için size cennete bir derece verilir.Melekler bu öpücükleri sayarlar ve sizin için yazarlar buyurdu..
Şımarır endişesiyle ,gelenek görenek ,adet sebebiyle çocuklarını öpmeyen ve  bu sevgiden mahrum bırakan aileler yarın evlatlarınız  yuva kurdukların da sizin yanlış  örnekliğinizi yuvalarına taşıyacaklarının bilince olmalısınız.
Efendimiz  sevgi veraset ile kazanılır buyurmaktadır ..yani miras gibi babadan ogula geçer..
Baksa bir hadiste efendimiz ümmetimin çocuklarına şeytanın ortak çıkmasından korkarım buyuruyor.sahabe diyor ki ey Allahın resulü biz bunun önüne nasıl geçeriz..şeytanın tesirinden nasıl kurtarırız ..efendimiz sevgi ve haya ile kurtarabilirsiniz buyuruyor..
Değerli dostlar şeytan ve taraftarlarının her türlü cazibe merkezleriyle neslimizi nasıl bir etkinin altında tuttuğunu biraz olsun tasavvur edip düşünürseniz meselenin ehemmiyetini daha iyi anlamış oluruz..
MARİFET İLTİFATA TABİDİR SEVGİYE GÜZEL SÖZE TABİDİR..
6-Adaletli olmak..
Kur’anın genel anlamda hedefi yeryüzünde adaleti inşa etmektir..
Adalet hakkı olanın hakkını vermektir..
Değerli dostlar Eğitimde en önemli etmen adalettir..aile içinde evlatlarımıza en iyi örnekliği ortaya koymamız gereken durumlardan biridir adalet. Çocuklarımız arasında adil olmalıyız efendimiz bir gün Numan bir Beşir in babası gelir ey Allahın resulü ben bu evladıma bir köle vermek istiyorum der.. efendimiz bunun baksa kardeşi var mı buyurur..evet var ya Resulullah diyince efendimiz bu doğru değil doğru olmayan bir şeye beni şahit olamam der..
Yine bir gün efendimizin yanında bulunan bir sahabenin oğlu gelir ve alır olgunu öper ve kucağına oturtturur..sonra kızı gelir onu alıp yanına oturtunca efendimiz uyarır yaptığın şey doğru değildir der..
Sevmek merhametli olmak adaletin önünü kesmemelidir..
Medine'de yetim bir çocuk, bir sahabi ve Peygamberimiz arasında yaşanan şu olayda görülebilir: Medine'de yetim bir çocuk vardı. Bu yetim çocuk ile Peygamberimizin sahabilerinden birisi arasında, bir hurma ağacı yüzünden küçük bir anlaşmazlık çıktı. Tartıştılar, ama meseleyi çözemediler. "En iyisi Peygamberimize danışalım, o nasıl olsa en doğru kararı verir" dediler.
Sevgili Peygamberimiz, her ikisini de dinledi. Onlar da şikâyetlerini bir bir anlattılar. Peygamberimiz, sahabinin haklı olduğunu söyledi ve ağacı ona verdi. Çocuklara olan merhameti, doğru olanı söylemesine mani olmadı. Böylece adaleti en net şekilde ortaya koymuş oldu. Fakat bu durum karşısında doğal olarak yetim çocuk ağlamaya başladı.
Sevgili Peygamberimiz, hemen, sahabiden ağacı yetime bağışlamasını istedi. Ancak sahabi, o ağaca ihtiyacı olduğunu söyledi ve özür dileyerek bunu yapamayacağını anlattı. YETİM çocuk ağlıyor, o ağladıkça Sevgili Peygamberimiz daha çok üzülüyordu. Ama tüm bunlar Peygamberimizin adaletten bir milim bile geri adım atmasına yol açmıyordu. Örneğin, hissî bir merhamet duygusuyla ağacı vermek istemeyen sahabiye yönelip, "Bir yetime bu yapılır mı? Sen ne biçim Müslümansın?" diye çıkışmamıştı. Çünkü hak, haktı. Rıza olmadıkça, hangi gerekçeyle olursa olsun, hiçbir hakka el uzatılamazdı.
Neyse ki, olanı biteni seyredenlerin arasında Sabit bin Dahdaha adında bir başka sahabi vardı. Peygamberimiz, yetimin üzülmesine üzülürken, Sabit de Peygamberimizin üzülmesine üzülüyordu. "Ey Allah'ın elçisi, benim hurma ağaçlarımdan bir tanesini bu yetime versem olur mu?" dedi. Peygamberimiz teklife çok sevindi. "Bunun karşılığı, Cennette seni bekleyen bir hurma ağacıdır!" dedi. Ve Sabit bin Dahdaha, az önceki hurma ağacını sahibinden satın alarak, yetim çocuğa hediye etti. Böylece yetim çocuk sevinmiş ve Sevgili Peygamberimiz de bu sorunun çözümlenmesine sevinmişti..
Değerli dostlar adalet en güzel tercihtir..hayata bakiştir.. bu bilinçle yasamı sürmek en güzel örneklik olacaktır..
7-İffet-haya-testtür-namus…
Sevgili dostlar en büyük devletimiz ailemiz ahlakın en önemli erdemlerinin en hassas yaşandığı yerler olmalı bun en güzel örnekliğini de biz anne babalar ortaya koymalıyız.. bunlar daha çocuktur demek en büyük hata olacaktır..hassasiyetle hayata bakmak toprağa atılan tohumların yeşermesinde en önemli besin olacaktır..
Efendimizin huzuruna bir gün Hz Ebu Bekir gelmek ister gelir ve sorusunu sorar ve çıkar..sonra Hz Ömer gelir sorar ve çıkar.. sonra Hz Osman gelmek ister efendimiz bekletin der kendine çeki düzen verir ve sonra içeri alır .. sonra efendimize sorulur neden böyle yaptın ey Allahın resulü efendimiz cevaben meleklerin haya ettiği insandan ben nasıl haya etmem buyurur..Hz  Osman ‘a  meleklerin bile haya ettigi ne yapıyorsun diye sorulunca ben dışarıda nasılsam evimde de ayniyim cevabını verir..
BAYANIN HİCABI TESSETTURU İSE ERKEGİN TESETTÜRÜ GÖZKAPAKLARI OLMALIDIR ..KADININ HAYASI NAMUSU İSE ERKEGİN NAMUSU SADAKATİ OLMALIDIR..
8-Salih amellerin ailecek yaşanılır örnekliği.. evlerimizi cennete açılan bir kapı haline getirmek olmalıdır..
Değerli dostlar bu işin formülü Allah için yapılacak bütün amellerin planlanıp sekilenip hayata geçirileceği yer ailenin kendi olmalıdır. İnfaksa beraber olmalı, namazsa beraber olmalı,duaysa beraber olmalı,istişareyse beraber olmalı,yardımsa beraber olmalı,ümmetin sıkıntısıysa beraber olmalı (Suriye gibi)..
Unutmayalım ki bazen anne baba arasında konuşulan  gündemler ve konular  çocuklar için en büyük egitimdir..
Her ailenin mutlaka sadece ailesiyle geçireceği bir günü olmalıdır..mutlaka derneklerimiz vakıflarımız ailecek var olacağımız yerler olmalıdır..
9-tevazu ve alçak gönüllü züht bir yasam..
Sadece ihtiyacımızı karşılayacak nimetlerle  yetindiğimiz bir hayat örnekliği .. tevazulu, kibirden uzak vakarlı bir ahlak örnekliği olmalıdır hayatımız..
10-itaatli bir hayat...
Rabbimiz Allaha resulüne ve bizden olan emir sahiplerine itaat etmemizi emretmektedir..
Efendimiz başınızda Habeşli bir kölede olsa itaat edin emri.. itikadı anlamda da keyfiyet değil bir zorunluluktur..
Evlerimizin sorumlusu babalardır..itaatin örnekliği annelerdir..annelerin itaati bir cennet vesilesi ve yavrularımıza örnekliktir..(Allaha isyan günaha istek olan yerde kula itaat edilmez).en zor durumlarda bile huzursuzluğun imtihanın en zor dönemlerinde bile itaat evlatlarımıza verilecek en güzel eğitimdir..
İmtihan ve zorluğumuz huzursuzluğumuz ne olursa olsun asla çocuklarımızın yanına bunlar taşınmamalı asla çocuklarımızın yanında kavga tartımsa yapılmamalıdır..
Her evde huzursuzluk olması çok doğaldır ..önemli olan bu imtihanı sabrederek konuşarak çözüme kavuşturmak ve mükafata dönüştürmektir..
Efendimiz buyuruyor ki hakli olduğu halde  susana cennet vardır..(Müslüman bir kardeşine özde bizde eslerimizle din kardeşiyiz..)
Hz Ömer bir gün eşlerinin huzursuzluğundan bunalır ve efendimize şikayet için gittiğinde efendimizin evinden yükselen sesleri duyunca ya rabbi benim evim efendimizin evinden daha iyi durumda der ve geri döner..
Gerçek olan şudur ki hayatimiz bir sofra misalidir..sofrada tuzda var, balda ,acıda var tatlıda, ekside var tursuda, kısaca her tat var hangisi için diğerinden vazgeçebiliyoruz..hayatın gercekleriyle yüzlesmek ve bu gerceklerle hayata bir pencere acmak ve güzel bir örneklik koymak erdemli bir davranış olacaktır.

UNUTMAYALIMKİ İSYANKAR BİR NESLİN İTAATSİZLİGİNDE BİZLERİN PAYI BUYUKTUR...
11-Ailede evlatlarımızı sorumluluk bilinciyle yetiştirmek..
Sorumluluk verebilmek için önce sorumluluğu kuşanmak gerekir..
Evlatlarımıza küçük yastan başlayarak kaldırabileceği sorumluluklar vererek hayata hazırlamalıyız ..biz çok çektik onlar çekmesin dersek ömür boyu sorumluluğunu bilmeyen çocukların yükünü omuzlarımızda taşırız..unutmayalım ki sekiz yasında çobanlıkla hayata başlayan bir peygamberin takipçileriyiz..hem dünya hem ameli işlerimizde bir sorumluluk bilinci verdiğimiz bir örneklik olmalıdır..
Kendi emeğiyle hayata tutunan özgür bir inancı özgün bir tercihle kusanmış bunun mücadelesini veren evlatlar yetiştirmeliyiz..
UNUTMAYALIMKİ ACİRSAK ACİNACAK DURUMA DÜSERİZ..
12-Dengeli bir hayat sunmak-vasat bir tercihle hayata bakmak..
Rabbimizin emri vasat üzere bir tercihle hayatı kuşanmaktır..
Efendimiz bir gün Hz aliye elinde bir çubuğu tutup ey Ali hayır ne bu basta ne bu bastadır hayır çubuğun ortasını tutup hayıt buradadır buyurmaktadır..
Sevgide ,acıda, hüzünde, cezada, ödülde,ibdetde hayatın her karesinde vasati yakalayabilmek gayret sarf etme..
Değerli dostlar bazen çocuklarımızı öyle bir hale getiriyoruz ki sunu yap şu ödülü al bunu yap şu ödülü kap
Çocuk öyle bir davranışla kişilik ediniyor ki her yaptığına bir karşılık bekler hale geliyor..bazen öyle cezalar veriyoruz ki çocuk bütün değerlerimize küsüp düşman hale gelebiliyor..
Namaza kaldırmaya acıyoruz,dinini öğrenmeye göndermemek için  yoruluyor diyoruz ama ne hikmetse okuluna gönderirken kaldırmaya hiç acımıyoruz kalkmıyorsa kızıp dövebiliyoruz..futboluna, sınamasına ,gezmesine,dershanesine iş gelince hiç yorgunluklarını görmüyoruz..evladım Müslüman ol diyoruz ama dünyasını önceliyorsak çocuklar bunu fark edecektir..biz vasatın örnekliğiyle mükellef olduğumuzu unutmamamız lazım..
BİZ NEYİ ÖNCELERSEK İYİ BİLİNKİ AYAK İZLERİMİZİ BİLE TAKİBEDEN COCUKLARIMIZ BİZİM ÖNCELEDİKLERİMİZİ ÖNCELEYECEKTİR..
13-Evlatlarımızı hayatın gerçekleriyle yüzleştirmek ve yetiştirmek..
Kıymetli dostlar hayatın bütün gerçeklerini kendi kontrolümüzde ve bilgimiz dahilinde bizim örnekliğimiz ve desteğimizle çocuklarımızı tanıştırmazsak istediğimiz kadar koruyalım salkıyalım o yavruları kaybetmek karsı karsıya kalacağız demektir..hayatımızın hep güzel yönleri yok yanlış yönleri de var, hayatın hep güzellikleri değil çirkinlikleri de var. Bunun farkında olarak bir rehberlik yapmamız en doğru yol olacaktır..evlatlarımızın sırdaşı arkadaşı başı sıkıştığın da ilk baş vuracağı kişiler olmalıyız..yasaklar hep merak uyandırır ve mutlaka yaşanır..yasaklarla değil rehberlikle yanlışların öğretilmesi en doğru yol olacaktır..
Müslümanlardan bir genç Peygamber Efendimiz (sav)’ın huzuruna çıktı ve “Ey Allah’ın Rasulu! Zina etmeme izin ver”. Dedi.
Sahabiler onu: Sus! Sus! Diye azarladılar.
Peygamber Efendimiz (sav) o delikanlıya:
-Şöyle gel diye yanına çağırdı.
Delikanlı yanına gelip oturdu. Peygamberimiz onunla konuşmaya başladı:
-Söyle bakalım. İstediğin şeyi başkalarının annenle yapmalarına razı olur musun?
-Hayır olmam.
-Zaten kimse hiç kimse annesiyle zina edilmesine razı olmaz. Peki, kızınla zina edilmesini ister misin?
-Hayır istemem.
-Öyleyse hiçbir kimse kızıyla zina edilmesini istemez. Bir başkasının kız kardeşinle zina etmesini ister misin?
-Hayır istemem.
-Hiçbir kimse kız kardeşiyle zina edilmesini istemez. Peki, halanla zina edilmesi seni memnun eder mi?
-Hayır, kesinlikle.
-Halasıyla zina edilmesi hiç kimseyi memnun etmez. Peki, birinin teyzenle zina etmesine razı olur musun?
-Hayır, buna da razı olmam.
-Teyzesiyle zina edilmesine kimse razı olmaz.
Bu konuşmadan sonra Peygamber Efendimiz (sav) elini delikanlının omzuna koydu ve:
-“Allahım! Bunun günahını bağışla! Kalbini temizle! İffetini koru!”diye dua etti.
O günden sonra bu delikanlı öyle şeylerle ilgilenmedi.
HAYATIN  GERCEKLERİNDEN KAÇARAK ,ÜZERİNİ ÖRTEREK ,YOK SAYARAK EVLATLARIMIZA YASAKLAR GETIREREK BİR YERE VARAMAYIZ.GERCEKLERİMİZLE YÜZLEŞİP DOGRU BİR REHBERLİKLE HAYATA BİR PENCERE AÇMAK EN GÜZEL TERCİH EN GÜZEL ÖRNEKLİK OLACAKTIR..
14- Sabrı zafer bilmek ..direnmeyi ,sebatı imtihanı kazanmada bir sonuç olarak değerlendirmek..
Kıymetli kardeşlerim sabır ve namazla rabbinizden yardım dileyin emrinin farkında bir hayat sorumluluğumuz var..biz anne babalar olarak bütün sorumluluğumuzu yerine getirdiğimiz halde yavrularımız bir imtihan vesilesi olabilir..her tükenişimizde beddua etmek yerine hidayetlerine dua etmek en kaliteli sabrın örnekliği olacaktır..Hz Nuh rabbimizin ifadesiyle 1000yıldan 50 yıl eksik yani 950 yıl davet etti ama Kenan kabul etmedi son dakika bile Hz Nuh gel ve kurtul dedi..bu bizim için en güzel örnektir..son nefesimize kadar emanetlerimize sahip çıkmak ve onlara mümince bir yasam örnekliğinde sebat ve sabır göstermek..
BİZLER EVLATLARIMIZIN ATESİYLEYANMAZSAK ONLARIN ATEŞİNİ KENDİ ELLERİMİZLE HAZIRLAMİŞ OLACAGIZ DEMEKTİR..


EGİTİMDE NELERİ ÖĞRETECEGİZ..
RABBİMİZİN LOKMAN SURESİNDEKİ BİZE GÖSTERDİGİ YOL(AYETLER 13_19)
13. Lokman, oğluna öğüt vererek: Yavrucuğum! Allah’a ortak koşma! Doğrusu şirk, büyük bir zulümdür, demişti.
14. Biz insana, ana-babasına iyi davranmasını tavsiye etmişizdir. Çünkü anası onu nice sıkıntılara katlanarak taşımıştır. Sütten ayrılması da iki yıl içinde olur. (İşte bunun için) önce bana, sonra da ana-babana şükret diye tavsiyede bulunmuşuzdur. Dönüş ancak banadır.
15. Eğer onlar seni, hakkında bilgin olmayan bir şeyi (körü körüne) bana ortak koşman için zorlarlarsa, onlara itaat etme. Onlarla dünyada iyi geçin. Bana yönelenlerin yoluna uy. Sonunda dönüşünüz ancak banadır. O zaman size, yapmış olduklarınızı haber veririm.
16. (Lokman, öğütlerine devamla şöyle demişti:) Yavrucuğum! Yaptığın iş (iyilik veya kötülük), bir hardal tanesi ağırlığında bile olsa ve bu, bir kayanın içinde veya göklerde yahut yerin derinliklerinde bulunsa, yine de Allah onu (senin karşına) getirir. Doğrusu Allah, en ince işleri görüp bilmektedir ve her şeyden haberdardır.
17. Yavrucuğum! Namazı kıl, iyiliği emret, kötülükten vazgeçirmeye çalış, başına gelenlere sabret. Doğrusu bunlar, azmedilmeye değer işlerdir.
18. Küçümseyerek insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Zira Allah, kendini beğenmiş övünüp duran kimseleri asla sevmez.
19. Yürüyüşünde tabiî ol, sesini alçalt. Unutma ki, seslerin en çirkini merkeplerin sesidir.
Ayetlerin ışığında 1- sirk 2- yapılan her şeyin Allah için yapılması 3- namaz 4-iyiliği emretmek kötülükten nefyetmek 5-sabır 6-kibirlenmemek 7- vakar
Efendimizin tavsiyesine gelince  enes bin malike tavsiyesi söyledir,
Ey enesim 1- sırrımı kimseye ifşa etme(sır eğitimi) 2-güvenilir ol 3-Abdestini tam al koruyucu melekler seni sevsin ve ömrünün bereketlenmesi için sana dua etsin 4-gusül alırken güzel al böylece günah ve hatalarından arınmış olarak çıkarsın 5-Elinden geldiğince abdesti gez böylece melekler sana rahmet okurlar.6-namazında daim ol asla bırakma Allah ile bağını sürekli tutmuş olursun.7-rüku edince ellerinle dizlerini sıkı tut parmaklarını ayır dirseklerini yanlara yapıştırma aç rükudan ayrılınca her uzvun yerine gelsin zira Allah rüku ile secde arasında belini doğrultmayanlara nazar etmez.secdede ellerinle alnını tam yere koy horozun yeri gagalaması gibi secdeden çabuk kalkma köpeklerin yere serildiği gibi yere serilme namazda sağa sola nazar etmekten sakın 8-evinden çıktığında ehli kıbleden gördüğün herkese selam ver ki affedilmiş olarak evine dönesin 9-kimseye kalbinde bir kötülük beslemeden sabahlayıp ve aksamlarsan hesabını çok kolay verirsin ve sana ölümden daha sevimlisi olmaz 10-duayı çok yap zira dua bela ve musibetleri def eder11-ey yavrucuğum bunlar benim sünnetimdir kim sünnetimi ihya ederse cennetle benimle beraber olur..

Gerek verdiğimiz eğitimlerde gerekse ailemizde evlatlarımızın kimlik inşasında öncelememiz gereken konulardır.. bunları yaparken de kuranda ve sünnetin de evlatlarımızın yasına uygun örneklerle eğitmek en güzel yol olacaktır..(genç sahabelerin örneklikleri,kuna kıssalarından peygamber hayatlarından geclik dönemleri anlatılmalıdır.)
EĞİTİMDE EFENDİMİZİN DİKKAT ETTİGİ HUSULAR
1-   Efendimiz her konuşmasına tebessümle güler yüzle başlamış
2-   Olumlu davranışları ödüllendirdi ve taktir etti
3-   Soru sordu  ve ilgi uyandırıp konu anlattı
4-   Ümit verdi
5-   Zamana yayıp yetiştirdi
6-   Örnekler vererk anlattı
7-   Çocukları camilere götürdü
8-   Çocukları işe alıştırdı uygulayarak öğretti
9-   Hoşgörülü davrandı
10-   Tekrar çok yaptı
11-   İnsanların seviyesine uygun ve anlayabilecekleri şekilde anlattı
12-   İnsanı değil davranışı eleştirdi..sen dili değil ben dilini kullandı
13-   Çocuklara yalan vaatlerde bulunmayı yasakladı
14-   Çocuklarla oynadı
15-   Çocukların hakkına riayet etti ve çocukları önceledi
16-   Temizliği öğretti
17-   Yazmayı  öğrenmeyi teşvik etti
18-   Yabancı dil öğrenmeleri tevsik etti (zeyd bin sabit İbraniceyi 15gunde Süryaniceyi 17 gunde örgendi)
19-   Sekil çizerek eğitim verdi
20-   Sakalaşarak gerçekleri gösterdi
21-   Kız erkek çocuklarının giyinmelerinde uygun giyinmelerini istedi
22-   Çocuklarla istişareyi önemsedi
23-   Çocukların dertleriyle ilgilendi
24-   Yumuşak huylu oldu
25-   Kolaylaştırdı
26-   Zorlamadı
27-   Açık bir tebliğle eğitti
28-   Düşünmeye teşvik etti
29-   Samimiyetle ihlasla bir eğitimi benimsedi
30-   Deger verdi

DEGERLİ DOSTLAR SEVERSENİZ SEVİLİRSİNİZ, DEGER VERİRSENİZ DEGER GÖRÜRSÜNÜZ, SADIK OLURSANIZ SADAKAT HAKEDERSENİZ..KONUYU SEVMENIN EN MUKEMMLE BİR ÖRNEKLİGİYLE BİTİREYIM RABBİM NIYETLERİMİZİ SALİH KILSIN HESABIMIZI KOLAYLAŞTIRSIN..
 Efendimizin son günleridir.. ashabıyla helalleşir.. kimin ne hakkı varsa gelsin alsın buyurur..
Hz ukkaşe kalkar derki ey Allahın resulü falan zamanda senin kamçın benim sırıma vurmuştu ve canım cok yanmıştı ben kısas isterim..efendimiz gel ve uygula deyince hz ukkaşe ey Allahın resulu ben o elindeki kamcıyı isterim sen onunla vurdun der.. efendimiz Hz Ali ey ali o sendedir git ve onu getir der sahabeler ukkseye sen ne yapıyorsun o çok hasta der ama ukkaşe karlıdır ben kısas isterim der.Hz Ali eve gelir kamçıyı ister Hz Fatıma ne olacak bu diyince Hz Ali durumu anlatır HZ Fatıma siz hayatdayken o efendimize çok hasta olmasına rağmen kamçıyla mı vuracak diyince Hz Ali efendimizin emridir yapacak bir şey yok der ve kamçıyı alır gelir.efendimiz gel ukkase işte kamçi der.(bu ukkase savaşın en zor döneminde kılıcı kırılır ve yere düşer efendimizi görür ey Allahın resulü kılım kırıldı diyince efendimiz bir sopa atar bunla savaş buyurur. Ukkasenin ifadesi o sopa elimde öyle keskin bir kılıca dönüştü ki savaşın sonuna kadar onunla savaştım der). Kamçı gelmiştir.ey Allahın resulü benim sırtım çıplaktı sırtınızı amcanız lazım der. Efendimiz emreder açın sırtımı sırtı açılır peygamberlik mührü görününce ukkase kamçıyı bırakır ve sarılır efendimizin tenine yüzünü bütün bedenini sürmeye çalışır..sonra efendimiz sorar ey ukkaşe neden böyle yaptın . ukkaşe efendim senin tenine değmiş bu bedeni ateş yakmaktan utanacaktır o yüzden bedenimi tenine değdirmek istedim der..
Onlar seveni çok sevdiler..rabbim bizleri sevsin sevdiklerinde bizleri sevdirsin..

 

Daha sonra çocukların Peygamber sevgisini anlatan ezgiler , piyesler ve çeşitli gösterilerileri ile program devam etti

Yorum Yap

  • Henüz Yorum Yok !