RAmazan KAyan:Gerek günümüzde, gerekse tüm zamanlarda iyiliklerin hakim kılınmasında başat rol kadınlarda olmuştur. Nasıl mı? İyilikleri hakim kılacak nesillerin yetişmesinde ilk adres; anne kucağıdır... Biliyoruz ki beşiği sallayan eller, dünyayı da sallar... Çünkü hayırlı ve vasat bir ``ümmet´´in ilk nüvesi ``ümm´´ dür yani annedir... Kadının bozulması, toplumu da bozar, nesilleri de bozar... Bundan dolayı iyinin iktidarı iyi kadından geçer...Rasulullah (sav) dünyanızdan üç şey bana sevdirildi derken özellikle Saliha kadına vurgu yapıyordu. İnsanlık tarihinin akışını belirleyen kadınlardır...Hz. Meryem...Hz. Hacer... Hz.Asiye... Hz.Hatice...Hz Aişe...Hz. Fatıma... Hz. Zeynep...Bunlar sadece bir kısmı...  Hz.İsa´yı Hz. Meryemsiz düşüne bilir miyiz?Hz. Musa´yı yarılara hazırlayan Hz. Asiye den başkası değildi. Hz. Hacersiz bir Hz. İbrahim yalnız başına ne yapabilirdi? En zor günlerde Hz. Muhammedi taşıyan Hz. Hatice değil miydi? Hz. Aişesiz bir fıkıh eksik kalmaz mıydı? Cennet gülleri Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin´in bahçıvanı Hz. Fatıma tarihe not düşüyordu.
       Bu gün de bu sorumluluğu yerine getirecek hanımlar tarihi misyonlarını kuşanmış bulunuyorlar.Bu konu da önceliğimiz aktif kadın, sosyal kadın, aksiyoner kadın değil saliha kadındır...
      Tabii ki, saliha olmakta yetmez... Muslih olmak gerekecektir... Yani ıslah edici olmak... Kendisi  saliha ama topluma,nesillere yönelik bir ıslah projesinin içinde bulunmayan kadın pasif ve eksiktir... Çünkü şer güçler toplumsal ifsadı gerçekleştirmek için kadını kullanıyorlar. Bu durumda fesad şebekelerinin oyunlarını bozmada Müslüman kadına önemli roller düşmektedir...
       Üçüncü olarak bu toplumsal ıslah sorumluluğunu yürütebilmek için mutlaka cemaat ruhu ile salih ve sadıklarla birlikte hareket etmek gerekecektir... Kişisel çabalar önemlidir fakat yeterli değildir... Kolektif bir bilinçle hareket etmek iyilerin elini güçlendirecektir...
        Müslüman kadın kurucu bir irade, özverili bir yürek, dinamik bir ruh, berrak bir zihin, sorgulayıcı bir akılla İslami sorumluluğunu aktif bir şekilde sürdürebilir...
         Kadın ciddi bir güçtür. Çünkü, toplumun yarısı kadınlardan oluşur diğer yarısı da kadınların kucağında yetişir.      



5:) ZeynepderMüslüman hanım çerçevesinde baktığımızda , hem mevcut yasalar açısından  ve hem de geleneksel anlayış açısından iki önemli problemin var olduğunu görüyoruz. Malumunuz bir tarafta yasaklar ve diğer tarafta sosyal yaraların sarılması noktasında yapılabilecek işlerden el çektirilen bir anlayış... Bu noktada bizlere önerileriniz, önümüzü daha net görmede bize yardımcı olacaktır...     



Ramazan KAyan:
Önce bir hususun altını çizelim devletin sadece Müslüman kadın üzerinde baskısı yok , kendi ideolojisine iman etmeyen herkes üzerinde yasakları sürdürüyor . Bu konuda yasakçılardan merhamet dilenmek yerine, Müslüman kadın  meşru mücadelesini , muhalif duruşunu sürdürmesi gerekir. Mahrumiyet ve mazlumiyetten bir direniş ruhunun yeşermesi lazım... Silik , sinik , edilgen bir duruşun geleceği yoktur.
     Geleneğe tutsak kalmak ne kadar yanlışsa geleneğin üstünü çizmekle o kadar yanlıştır... Reddi mirasçı olmak doğru değildir... Bize düşen  geleneğe sirayet eden İslam dışı etkileri islah yoluna gitmektir...
     Bizim yapmamız gereken şudur , kimden gelirse gelsin İslami sorumluluklarımızı sürdürürken karşımıza çıkan engellerden yılmamak , mücadeleden kopmamak ,  alanı terk etmemektir.
     Biz bu yolun çileli bir yol olduğunu bilerek seçmedik mi? Sünnetullah çerçevesin de imtihanımız devam ettiğine göre baskılar, tehditler, töhmetler karşısında sebat etmek bize düşer...
     Yasaların ya da geleneğin daralttığı alanı kararlılık, tutarlılık ve süreklilik ile açabiliriz... Kısa vadeli başarı beklentilerine girmeden sabretmeliyiz. Unutmayalım ki bedelsiz başarılar kalıcı değildir... Başkasının açtığı kapılar her an yüzümüze kapanabilir... Kestirme çözümler , sihirli formüller, kolaycı arayışlar vb. beklentiler sakın  bizi oyalamasın.
Bizden beklenen kalıcı çaba , kararlı adım , kesin inançlılıktır... 


 6:) Zeynepder:Özellikle ülkemiz açısından baktığımızda İslam adına yapılan yanlışlar bir hayli fazla... Bunun sebebi nedir sizce?  


RAmazan Kayan: 
Devrim yasaları ile birlikte toplumu tektipleştirme operasyonlarının olumsuz sonuçları kendini göstermektedir. İslamsızlaştırma politikaları neticesinde İslam konusunda ciddi bir cehalet ortaya çıkmıştır... Evet temel sorun cehalet ve bu cehaleti gidermeye yönelik yapılan faaliyetlere uygulanan baskı ve yasaklardır. Bunun sonucu olarak özellikle Müslüman kadının zihin dünyasında ve sosyal hayatında ciddi sapmalar kendini göstermeye başladı...İffettin yerini özgürlük... Evin yerini dışarı...Anneliğin yerini iş hayatı ...Mahremiyetin yerini imaj ... Vakarın yerini laubalilik... Mananın yerini meta... Kişiliğin yerini dişilik almaya başladı...
  Toplumun İslami açıdan bilgilenme ve bilinçlenme ihtiyacı had safhadadır... Sahih bir İslami çizginin oluşması için cemaat ve davet çalışmaları oldukça önem arz ediyor... Fakat bu konuda da çok önemli engellemeler ver çarpıtmalar söz konusu... Resmi İslam söylemlerinin zihinlerde oluşturduğu yanlış ve saptırıcı telkinler yeni yanlışlara neden oluyor... Evet zihinlerdeki çarpık İslam anlayışı giderilmeden gerçek İslam´a yer bulmak oldukça zor...
Diğer bir neden Müslümanların temsil yetersizliği... Güçlü bir İslami önderlik, kuşatıcı ve denetleyici İslami oluşumlar olmayınca şahsi ve mevzii İslami gayretler ciddi hatalar içeriyor.
Geleneksel tabular,  modern kuşatmalar algı ve anlam dünyamızı tahriş ve tahrif ediyor. Kadının konumunu belirleyecek olan ne gelenek nede yasalardır... Bunu İslam netleştirmiştir... Önce bunun farkında olmak lazım... Bu yanlışların aşıla bilmesi için İslami altyapının güçlendirilmesi gerekiyor. Bunun içinde etkin İslami yapılanmalara ve çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır. 
Bunu nasıl gerçekleştirebiliriz ? Şunlara şiddetle ihtiyacımız var.
1-   Muttaki aydın
2-   Mücahid alim
3-   Basiretli kadro
4-   Mutedil kitle
        Bu temel dinamiklere yaslanan İslami çalışmalar yanlışları gidermede ciddi mesafeler almaları mümkün olacaktır.



7:) Zeynepder:Son olarak söylemek istedikleriniz var mı? 



Ramazan KAyan:
Müslüman kadın, İslam´ın bahşettiği değerleri kuşanarak ailevi ve toplumsal görevlerini azimle sürdürmek durumundadır. Dünya ve ahiret salahımız buna bağlıdır.
Toplumun yapıcı, kurucu, taşıyıcı öznesi Müslüman kadındır. Felahı da, felaketi de hızlandıran kadındır... Kadın şuurlu olursa nesillerde şuurlanır... Kadın şımarırsa her şey çığırından çıkıverir... 
Kadınlar iletişim kurmada, diyaloga girmede daha başarılıdırlar... Bunu tebliğ amaçlı kullanmak lazım...Bu amaca yönelik ,seviyeli sohbet ortamları besleyici bir damardır. 
Kızlarımız okuma eylemine daha çok yoğunlaşmaları gerekmektedir... Nitelikli, saygın, üretken kardeşlerimiz gittikleri ortamlarda etki bırakacaklardır... Kendilerini sadece diplomalı eğitimle sınırlamamaları gerekiyor. Alternatif İslamı eğitim programlarına yoğunlaşmak durumundayız...
İslami temsilde liyakat ve ehliyet olmadan  toplumsal sorumlulukları yürüte bilmek oldukça zordur... İnsanlar tebliğden önce temsil gücüne bakıyorlar... Verilen öğütten daha fazla örnek arıyorlar... Zaten vahye şahitliğimizde bunu gerektirmiyor mu? 
Eğitimli, vakarlı ve iffetli kadınlarımız yozlaşmayı büyük ölçüde engelliye bilirler.
Allah´(c.c) a emanet olunuz.

   

                                                                                          

 Ramazan  KAYAN
   
 

Yorum Yap

  • Henüz Yorum Yok !