YUSUF İDAMA GÖNDERİLDİ!!

YUSUF İDAMA GÖNDERİLDİ!!

Ülkesi Çin'de idam edilecek olan Çinli kardeşimiz Yusuf Bilecik Emniyet Müdürlüğü tarafından bilerek Çin'e teslim edildi.

 Küre Medya / Haber Merkezi 

17 Mart 2013 günü tüm dünyaya ve özellikle ülkesi Çin'e Suriye İslam cephelerinde seslenen Wang Hu (Yusuf) adlı kardeşimiz iltica için başvurduğu Bilecik Emniyet Müdürlüğü tarafından Çin'e teslim edildi.

Türkistan İslam Derneği facebook sayfasından verilen bilgilere göre iltica başvurusu için "Türkiye Bilecik Emniyet Müdürlüğü"ne her hafta imza için giden Çinli Yusuf 16 Ağustos'ta imza vermeye gittiği ve bir daha geri dönmediği anlaşıldı.

Edinilen bilgiye göre Bilecik Emniyet Müdürlüğü Çin'li Yusuf'un idam edileceğini bildiği halde Çin'e teslim etti.

Yusuf gece yarısı 24:30 sıralarında, Birleşmiş milletler yetkililerinin "iade edilemez çünkü uluslar arası hukuka aykırıdır" demesine rağmen Çin'e teslim edildi.

Türkiye'ye iltica etmişti ve Bilecik'te yaşıyordu

Suriye'de bir süre savaştıktan sonrü Türkiye'ye iltica başvurusunda bulunan Yusuf kardeşimiz 16 Ağustos'ta imza vermeye gittiği "Bilecik Emniyet Müdürlüğü"den bir daha geri dönmedi. 22 Ağustos'ta da Çin'e gönderildi.

"Yoldaki İşaretler"i okuyarak Müslüman oldu

Çinli olduğunu ve  4 sene önce okuduğu "Yoldaki İşaretler" adlı kitaptan esinlenerek müslümanlığı seçtiğini bu yüzden adını Yusuf olarak değiştirdiğini söyleyen Çinli mücahid dünyaya seslenerek bu zulme ortak olmayın diye mesaj veriyor.

"4 sene önce internette dolaşırken Seyyid Kutub'un 'Yoldaki İşaretler' isimli kitabını okudum. Okuduktan sonra bu yolun İslam olduğunu anladım ve Müslüman olmaya karar verdim. Arapça öğrenmek için Libya'ya gittim, O sırada Libya'da devrim başlamıştı. Devrimin başlangıcından bitiminde yeni bir Libya kuruluncaya kadar Libya'da devrim saflarında yer aldım. Şu anda Suriye'deyim ve mücahitlerle birlikte Esed zalimine karşı mücadele ediyorum. Bu savaşta her gün bir çok Müslümanın şehadetine şahit oluyorum. Beşar Esed rejimi çocukları öldürüyor ve kadınlara tecavüz ediyor. Burada halkın ne özgürlüğü, ne silahı ne de sosyal hakları var.

Arap halkları ve Müslümanlar Çin halkını çok seviyorlardı. Rasulullah (sav) zamanından bu vakte kadar Çin halkı Müslümanlara hep dosttu. Fakat şu andaki Çin hükümeti Çin halkı ile Arap Müslüman halklar arasındaki bu yakın ilişkiyi kesti. Çin hükümeti, Rusya hükümeti ve İran hükümeti bu yakın alakanın devamına engel oldular.Dünya  Suriye halkının yanında yer alıp ona yardım etmesin. Onlar silah satıyorlar ve Esed rejimini siyasi, iktisadi ve askeri bakımdan destekliyorlar.Ben Çinli bir Müslüman birey olarak Çin hükümetinin yaptıklarından utanıyorum. Ben buradan Çin hükümetine esed rejimine yapılan yardımları durdurması gerektiğini bildirmek istiyorum. Esed rejimine silah ve petrol satışını durdurun. Çin hükümeti Beşar Esed'e yardım etmeyi durdurmazsa; Şu andan itibaren ve Esed rejimi düştükten sonra bütün İslam devletleri Çin ekonomisine ağır bir yaptırım uygulayacaklar.

Uzun zamandan beri Arap Devletleri ve Müslüman Devletler Çin'i en büyük ekonomik pazar olarak görüyorlar. Biz tüm Müslümanlar hep birlikte Çin ekonomisiyle mücadele edersek, bu Çin için çok büyük ve ağır bir savaş olacaktır. Eğer gelecekte İslam Devletleri ile Çin hükümeti arasında iktisadi bir savaş olursa Bunun sorumlusu Çin hükümeti olacaktır."

Türkiyeli eşiyle Türkistan İslam Bülteni Haber Ajansı röportaj yaptı

Türkistan İslam Bülteni Haber Ajansı, kardeşimizin eşi Sultan Hanım'a ulaşarak yaptığı bir röportajı ise şöyle:

- Bir hafta nezarette kalan eşim Yusuf (Wang Hu) 22 Ağustos Perşembe günü akşam saatlerinde beni aradı ve “Beni gönderiyorlar, arabaya bindirdiler İstanbul’a götürüyorlar. Havaalanına gel benim eşyalarımı da havaalanına getir.” dedi.  Havaalanına gittiğim zaman yanında iki tane polis vardı. Her hafta imza atmaya gittiğimizde görüp tanıdığımız Bilecik Emniyet Müdürlüğünde görevli  iki polis vardı yanında.

Birleşmiş Milletler yetkililerini aramaya çalıştım fakat Türk yetkililer bunun hesabını yaparak iadesini gece yarısı 00:30’da kaçırırcasına yaptı. Biliyorlar ki o saatte hiçbir kuruma ulaşamayacağız. Açıkçası  Türk hükümetinin eşimi para karşılığı teslim ettiğini düşünüyorum.  Bu kadar kolay bir şekilde göndermeleri benim bu iddiamı da bir nevi doğruluyor…

Polis memurları bana “Onun sınır dışı edileceğini belli etmiyoruz. Onu bir yolcu gibi uğurluyoruz. Merak etmeyin başına bir şey gelmesi pek mümkün değil” dediler. Beni aldattılar, yumuşak ve sakin tavırlarıyla eşimi idama gönderdiler…

- Peki siz Türk Hükümetine, Çin’e iade edilirse idam edilir, zulüm görür, bir üçüncü devlete iade edilsin. Çin’e idam edileceğini bilerek teslim edilmesin diye belirtip resmi kurumlara dilekçe verdiniz mi?  Bir üçüncü ülkeye niçin teslim edilmedi?

- Bir üçüncü ülkeye niçin gönderilmedi bunu bilmiyorum. Ben resmi kurumlara defalarca dilekçe verdim. Eşim Çin’e iade edilirse idam edilecek diye belirttim. Fakat sesimizi duyan olmadı. Açıkçası iade beklemiyorduk. Türkiye bu iadeyi nasıl yapar idam edileceği bilinen bir ülkeye anlamış değiliz…

- Avukatınız var mıydı?

- Avukatımız yoktu. Mazlumder’in yönlendirdiği bir avukat vardı o da sadece bize izlenmesi gereken yol hakkında bilgi veriyordu.

- Konuşmanızda Çin’e teslim edilirse öldürüleceğini bildirdim dediniz. Söz konusu bu dilekçeyi hangi makama verdiniz?

- Bilecik Emniyet Müdürlüğü’ne verdim. Bir kez iltica başvurusu yaptık reddedildi. İkinci kez başvurduk biz de. Bir gece yarısı uçağa bindirdiler eşimi… Ertesi sabah saat 06:30’dan itibaren de eşimle irtibatım kesildi. Telefonu tamamen kapalı, kendisi de arayamıyor. Hemen ailesine haber verdim. Ailesi de araştırmaya başladı. Kaybedildikten birkaç gün sonra ailesi bana Çin polisinin kendilerini aradığını, “Merak etmeyin çocuğunuz bizim elimizde ve güvende” dediğini bildirdi. Ailesi nerde olduğu, akıbeti ve ne ile suçlandığı konusunda bilgi vermedi. Niçin bilgi vermiyor  bunu da bilmiyorum.

Eşim Libya’da savaşmış bir mücahittir, Kaddafi’nin devrilmesi sırasında eşim de Libya’da bulunuyordu.

İstanbul Taksim’de şubesi bulunan BM’ye başvurdum, Birleşmiş Milletler yetkilisi “Bir insanın öldürülme riski varsa sınırdışı edilemez” dediler fakat eşimi öldürüleceğini bile bile Çin Hükümetine nasıl teslim ettiler anlayamadım. BM yetkilileri “Bir üçüncü ülkeye ancak teslim edilir” dedi. Açıkçası ben biraz da onların sözlerine güvendim.

Libyalı Müslüman arkadaşları da bu işin peşini bırakmıyor. Bulundukları ülkede Çin Konsolosluğu önünde eylem yapıyorlar.

 

video icin

http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=T1hBfRg33J4

Yorum Yap

  • Henüz Yorum Yok !