• Ramazan KAYAN..01 Ekim 2012 16:03

    Zeynepder'in Ramazan Kayan İle Yaptığı Röportaj.1.Bölüm

1:)Zeynepder: Tarih boyunca en çok istismara uğrayan konulardan biri kadın konusu...Evvela şunu sormak istiyoruz. Neden kadın konusu hep tartışılan , gündem olan bir konudur?        
    
Ramazan Kayan:
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Öncelikle şunu hatırlatmak isterim .İnsanoğlunun tartışmacı bir tabiata sahip olduğunu unutmamak gerekir. Tarihi seyir içerisinde  bu özelliğini hep sürdürmüştür. Öyle ki , tartışması gereken meseleleri tartıştığı gibi , tartışmaması gerekenleri de  tartışmaktan imtina etmemiştir. İlgili ayet "Fakat tartışmaya en çok düşkün varlık insandır". (Kehf:54)
      Kadın diye bir sorunumuz yoktur.Bu Batı´dan ithal edilmiş bir sorundur...İddiası, içi boş ve anlamsız bir kalıp yargıdır.
      İslam düşmanları "İslam´da kadın", sorunsalı üzerinden İslam´ı vurma yolunu seçtiler. Yine "Kadın hakları" konusu istismara açık bir konu olduğu için; bu söylem üzerinden sömürü düzenlerini devam ettiriyorlar. Kadını savunmasız görüp, onu koruma adına yola çıkıp sonrada kadına yönelik yeni tuzaklar kuruyorlar.Bu durumda sorunlar gittikçe derinleşiyor. 
       Evet , sormak lazım bunlar kadını koruyorlar mı yoksa kullanıyorlar mı?
       Ayrıca  kadın olsun, erkek olsun İlahi İrade´nin kendileri için belirlediği konumlandırmaya razı olmadıkları sürece bu tartışma bitmeyecektir... Bu gün ilahi sınırları hiçe sayan karşıt cinsler "alan savaşı" veriyorlar. Birbirinin alanına , misyonuna müdahil olunca , sınırlar zorlanınca  tartışma ve çatışma kaçınılmaz oluyor...Kadın vahyin belirlediği kadınlık rolüne razı olsa , erkek kendi konumunu kadına karşı bir baskı aracına dönüştürmese  böyle olmayacaktı .
       Kadın erkek için çekim gücü olan bir cazibe merkezi hep olmuştur ...Beşeri sistemlerde, erkek kadını önce seyreder, akabinde sahip olma güdüsü kabarır, sonraları da sömürme arzusuna dönüşür.
       Kadını şeytanlaştıran da, ilahlaştıran da kadına aynı derecede zulmediyor demektir...
        Kadın üzerinden sürdürülen savaş toplumu yozlaştırmaya yönelik sinsi bir komplodur 
       Kabil - Habil kavgasının temelinde kadın olduğunu görüyoruz... Kabil kendisi ile aynı batında doğan kız kardeşi ile  evlenmek isteyince  tartışma çıktı. Kabil gayri meşru olanı savunuyordu...Habil buna karşı çıktı, Allah´ın (c.c) sınırlarına dikkat çekti... İnsanlık tarihinde ilk dökülen kan, kadın meselesinden kaynaklandığını görüyoruz.  
       İslam´a göre kadın ve erkek , insanlık değeri ve onuru açısından eşit kabul edilmiş, bir üstünlük söz konusu olmamıştır ancak otorite , hak, yetki vs. bakımından üstünlük olduğu ifade  edilmiştir.
       
               


2 Smiley Zeynepder:Asrı Saadete bakınca görülen net bir kimlik var .Herhangi bir bulanıklık yok. Günümüzde yaşanan bu bulanıklığın ve kimlik karmaşasının nedeni nedir?   

Ramazan KayanAsr-ı: 
Saadetin netliği nerden geliyor ? Önce şöyle bir soru sormak lazım : Dünyada en net şey nedir? Elbette ki ; vahiydir... Bu açıdan vahiyle şekillenen bir kimlik elbette ki net olacaktı. Vahyin berrak pınarından beslenen kişiliklerden bulanıklık belirsizlik beklenebilir mi?Vahyin değerleri ile kendini tanımlayan , müteal doğrularla  kendini tamamlayan , net ve nitelikli  bir duruşu gerçekleştirmiş olacaktı. Yine  biliyoruz ki  o kuşak arı ve duru bir şekilde  Allah´ın (c.c) boyası ile boyanma yolunu seçti. Renkten renge girmediler , arazinin rengine uymadılar , renksizleşmeye de  pirim vermediler. Günümüzde ise öncelikle zihinler bulanık , kafalar karışık bir durumda... İnsanlar  tercihlerinde  netleşmiş değiller... İnsanlar egemen güçlerin tepeden indirme kimlik dayatmaları karşısında savunmasız... Resmi ideolojinin kimlik biçme operasyonları insanları sonuçta ya çift kimlikli olmaya veya kimliksizliğe  sürüklüyor.
İslam ümmeti  tarihi akış içerisinde zamanla farklı kültür, din, ideoloji, felsefi, akım ve anlayışlarla yüzleşme sonrasında İslami safiyeti korumak zorlaştı... Egemen  kültürün baskıcı uygulamaları , resmi ideolojilerin dayatmaları Müslüman toplumlarda yeni kırılmalara neden oldu... Yeni nesillere yönelik güçlü ve köklü İslami  eğitim disiplinlerinin olmayışı gençliğin kimliksizleşme ve kişiliksizleşme sonucunu doğurdu. 
   Önce, akide de bulanıklık başladı... Cahili tortu ve etkilerden, nifak sızmalarından zihinler etkilendi. Sahih bir akide olmayınca, savrulma kaçınılmaz oldu, ...
     Akabinde, amelde bulanıklık baş gösterdi...İbadetler de bidat ve hurafeler baskın çıkmaya başladı... İbadetler adetleşti...
     Söylemde bulanıklık bunu izledi. Net tevhidi söylemin yerini muğlaklık, müphemlik ve mechuliyet belirdi.
Yol, yöntem ve yön açmazında grileşen idrakler belirsizlik girdabına saplandılar.
Bu çağ bulanık ve baskıcı bir çağdır...Tek tipleştirme politikaları küresel düzlemde sürdürülmektedir...
Sonuçta şu hususun altını çizmekte yarar var : Allah´tan (c.c) bağımsız kimlik tanımlamaları bulanıklığın temel nedenidir.



3: )Zeynepder: Müslüman hanımın misyonu çerçevesinde günümüzde Müslüman hanımı nereye oturtabiliriz?  
Ramazan Kayan:
Yer yer geleneksel tabuların ve modernist kuşatmaların kıskacında bunalan, bocalayan Müslüman kadın bu çemberi kırma noktasında ciddi bir irade ortaya koyduğu görülmektedir. Resmi ideolojinin kadına biçtiği rol geri tepmektedir. Kadının kimlik ve kişilik arayışı bu uğurda verdiği mücadele güzel sonuçlar vermektedir. Ancak bu olumlu açılımların akışı içinde Müslüman kadın şu iki şeyi çok iyi bilecek: Bir; haddini... İki; hesabını... Çünkü Müslüman kadını meşruiyet zemininden koparmak için nice tuzakların kurulduğu malum... Mahremiyeti ihlal eden, meşruiyeti zedelenen kadın misyonunu sürdürmesi beklenemez. 
Kadının nesneleşmesine, metalaşmasına en etkili itiraz Müslüman kadından gelecektir... Kadının özne ve öncül kimliğinin örnekliğini Müslüman kadın sunacaktır... 
Kadına yönelik sosyal mühendislik çalışmalarına fırsat verilmemelidir. 
Kadınlarımız özne kalarak, kendi hayatları üzerinde kendilerinin söz sahibi olacakları bir dünyayı talep etmeleri kaçınılmazdır... Müslüman kadın evinden kopmadan, anneliğini unutmadan sosyal yaşamda ağırlığını ortaya koymalıdır. Değerlerden yoksun bir özgürlük ve kadın hakları savunuculuğu savrulmasına kapılmadan iffetli ve izzetli duruşunu sürdürmelidir... Müslüman kadın kendi alanını "hududullah" çerçevesinde sahihleştirme sorumluluğu altındadır
 

132

Yorum Yap

  • Henüz Yorum Yok !