• Sabiha Ateş ALPAT16 Mart 2015 12:20

    SABİHA ATEŞ ALPAT İLE GENÇ KIZLARIN EĞİTİMİ ÜZERİNE

[Müslüman Anneler Sitesinin Sabiha Hoca ile Yaptigi Röportaj]
 
Selamun aleykum..
 
Değerli Hocam, öncelikle yoğun çalışma temponuzun arasında bize vakit ayırıp kırmadığınız için çok teşekkür ederiz. "Eğitimci" vasfınızı göz önünde bulundurarak sizinle genç kızların eğitimi hakkında konuşmak istiyoruz.
 
Eğitim faaliyetlerinizi kaç yıldan beri ve hangi alanlarda devam ettiriyorsunuz?
 
Aleykum selam.
Eğitim çalışmalarımız yirmi yılı aşkındır kendi çapında devam ediyor İnşaAllah.  Bir Mümine kadının ihtiyaç duyduğu her konu ile ilgilenmesi zaruridir. Lakin bizler her şeye güç yetiremediğimizden daha çok Tevhid yani akide, fıkıh, siyer, ahlak, tefsir okumaları gibi  İslami ilimlerde gayret etmeye çalışıyoruz.
 
İslami eğitim veren hocalarımız, her yıl öğrencilerin çok daha sorunlu ve ulaşılması zor olduğunu ifade ediyorlar. Sizin bu konudaki gözlemleriniz nelerdir?
 
Bu tespite katılıyorum.Gençlik ciddi bir manevi boşluk içerisinde. Fıtratın sesine kulak verilmiyor. Günü gün etme telaşında ama bir türlü gençlik mutmain olamıyor. Çünkü  yaşanılan hayat öğretilen öğreti,kurulan çevre,medya  fıtrata değil nefsani isteklere  hizmet eder durumda. Allah "Kalpler ancak Allah'ı anmakla mutmain olur" ( Rad 28) diye buyuruyor ayeti kerimede. Çocukların istediği her şeyi  temin etmek, çocuğun  mutluluğu zannediliyor fakat sonuç itibari ile doyumsuz bir gençlikle  karşı karşıya bırakıyor. Çözüm  fıtratın öğretisine dönmektir. Müminler olarak seküler algılarla hayatı okumaktan vazgeçmeliyiz...
 
On yıl öncesiyle bugünü kıyaslayacak olursak, verimsizliğin nedeni değişen şartlar mı, aileler mi, eğitimciler mi, eğitim sistemi mi? Sorunun çözümü için nereye odaklanmalıyız?
 
Sorun tek taraflı değil kesinlikle. Bir insanın sağlıklı bir birey olması için üç önemli faktör vardır
Aile
Çevre
Okul...  
İlk önce ailelerimizde düştü sancak. Tevhid temeli üzerine bina edilemeyen ailelerimiz, çocukları kulluk bilinci ile yetiştirmekte yetersiz kalıyor. Diyelim ki aile elini sıkı tutuyor o zaman çevreye bakıyoruz. Çevremizin salih, sadık ve muttaki kimselerden oluşması önemli. Bunu da atlatıyorsunuz bu defa okul devreye giriyor. Okullardaki  öğretim ve eğitim birlikte verilmeli ve bu da fıtrata aykırı olmamalıydı. Sorumluluk ailede, eğitimcilerde, eğitim sisteminde. Herkese bu sorundan pay düşmektedir. Sorunun çözümünde  sorunlu olan bütün etkenlerin düzeltilmesine  yönelinmelidir diye düşünüyorum.. Öncelikle ailede  anne ve baba üzerine düşeni titizlikle yerine getirmeli. Kur'an'da babanın evladına öğreteceği ilk ilmin  ne olduğu beyan edilmiştir:
 
"Lokman, oğluna öğüt vererek demiş ki: -Yavrucuğum, Allah’a şirk koşma, çünkü şirk çok büyük bir zulümdür."(Lokman 13) 
 
Bu ayetler, mü'minlere aile eğitiminde yol göstermektedir.
 
"İnsana anne ve babasına iyi davranmasını tavsiye ettik. Annesi onu sıkıntıdan sıkıntıya düşerek karnında taşıdı. Sütten kesilmesi de iki yılı buldu. Şükret bana ve anne ve babana. Bana’dır dönüş!

Eğer seni, hakkında bilgin olmayan bir şeyi, bana ortak koşman için zorlarlarsa sakın onlara itaat etme, onlarla dünyada hoşca geçin. Bana yönelenlerin yoluna uy. Sonra dönüşünüz yine banadır. Ben de size yaptıklarınızı haber vereceğim.

(Lokman:) -Yavrucuğum, bir hardal tanesi ağırlığınca bir şey yapsan, büyük bir kayanın içinde veya göklerde veya yerin dibinde bile olsa, Allah onu ortaya çıkarır. Allah’ın lütfu boldur, her şeyden haberdardır. 

Yavrucuğum, namazını kıl, iyiliği emret, kötülüğü engelle, başına gelene sabırlı ol. Çünkü bunlar, yapılması gereken işlerdir.

Halktan yüz çevirme, yeryüzünde böbürlenerek çalımlı yürüme! Çünkü Allah, övünen ve büyükleneni sevmez. 

Yürüyüşünde tabii ol.. Sesini kıs, çünkü seslerin en çirkini eşeğin anırmasıdır." (Lokman 14-19)
 
Ayetler dikkatle incelendiğinde babanın gözetiminde çocuklara iman, amel, ahlak ve sosyal bilgiler verilmektedir. Bu nesil bu zorluktan ancak böyle çıkar. Çünkü Kur’an karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için gelmiştir. 
 
"Elif lâm râ! Bu, İnsanları Rabb’lerinin izniyle karanlıklardan aydınlığa, Aziz ve Hamîd olanın dosdoğru yoluna çıkarman için, sana indirdiğimiz Kitaptır."(İbrahim.1-2).
 
Müslüman ailelerde büyüyen gençlerin pek çoğu hedefsiz, heyecansız, davasız ve mücadelesiz bir yaşam sürüyorlar. Gençleri harekete geçirmek ve onları davaya kazandırmak için önceliklerimiz neler olmalıdır?.
 
Kulluk bilinci ve hayatın bu eksende bir imtihan olduğunu unutarak yaşamının sonucu maalesef. Bu nedenle "Ikra" ya geri dönmeli, hayatı "Ikra" çerçevesinden önce kendimiz okumalı sonra da çocuklarımızı bu bilinci aşılamalıyız. Kur’an ışığında şu sorulara cevap aramak zorundayız;
 
-Biz Niçin yaratıldık?
 
-Bir Mümin niçin evlat sahibi olur?
 
-Evlatlarıma karşı sorumluluklarımız neler?. Bu ve benzeri sorulara vahyin ışığında cevap bularak gereken yapılmalıdır.
 
Müslüman ailelerde çocuk, okul yaşıyla birlikte yuvadan ayrılıyor.. Maalesef İslamî ve ahlakî yozlaşma da okulla birlikte başlıyor. Kimi kardeşlerimiz -malum endişelerle- özellikle kız çocuklarını okula göndermeme konusunda şartlarını zorlarken, kimi kardeşlerimiz de çocuğun psikolojik ve sosyal gelişimi açısından okulun olmazsa olmazlığını savunuyor. Sizin bu konudaki tavsiyeleriniz nelerdir?.
 
Bu konu cidden zor bir soru. Okul olmazsa olmaz ama eğitim ve öğretimin birlikte verildiği okul olmazsa olmazdır. Bugün suç oranında suça bulaşanlar arasında üniversite mezunları da oldukça yekun yer tutuyor.
 
Okul eğitimi almış genç kızlarla, alternatif eğitim kurumlarında "ev merkezli" yetişmiş kızlar arasında ileriki dönemde çok bariz farklılıklar var mı/oluyor mu?...
 
Aslında psikolojik formasyona uygun verilen eğitimlerde fark olmayacağını düşünüyorum. Hz. Ali'ye atfedilen bir söz var "Çocuklarınızı çağın gereklerine göre yetiştirin" diye buyurmuş. Böyle olunca daha avantajlı olabilir çünkü fıtratı bozulmuş olmaz. Ama acı bir gerçek var ki psikolojik formasyondan uzak kurumlar, bahsettiğiniz farklılıklara sebebiyet veriyor.
 
Çocuklarını alternatif eğitim sistemleriyle yetiştirmek isteyen aileler, aradıkları kurumlarda nelere dikkat etmeliler? Bir eğitim merkezi veya eğitimcide aranacak "olmazsa olmaz" şartlar nelerdir?
 
Eğitimci çok çok önemli bir faktördür. Bu nedenle çocukların teslim edilecekleri kurumda eğitimcilerin söz ve eylem bütünlüğüne sahip olup olmadıklarına bakılmalı. Eğitimcilik vasfı ve tecrübe çok önemli. Ayrıca eğitim müfredatı incelenmeli. Ve eğitim yerlerinin sağlıklı olup olmadığı gözden geçirilmelidir.
 
Okullarda Müslümanların işlerine yarayacak bazı yasakların kaldırılması (başörtüsü vb.) ve müfredatta değişiklikler yapılması (din dersleri vb.) kızlarımızın İslam'ı daha iyi yaşamaları konusunda teşvik edici mi? Yoksa gidişattan duyulan memnuniyet ve rahatlık, ailelerde ve gençlerde gevşekliğe neden oluyor mu?
 
Mesele baş örtüsü olsaydı "iyi" diyebilirdik. Ama mesele tesettür meselesidir. Ve tesettür de bir kimliğin dışa vurumudur. Konuşmayı, yürümeyi, bakmayı ve giyinmeyi içine alan bir bütündür. Gidişattan hiç kimsenin memnun olmadığı ortadadır. Zira baş örtüsünün içi boşaltıldı. Baş örtülü, makyajlı, flörtlü, pantolonlu  kızların sayısında ziyadesiyle artış oldu. Hatta baş örtüsü estetik olduğunda zevk aracı olarak örtenler bile var.
 
Kızlarımız diploma/etiket sahibi olmadan sözlerinin tesir etmeyeceğini ve İslam'a faydalı bir davetçi olamayacaklarını düşünüyorlar. "İlahiyat bitirirsem sözümün kıymeti olur" gibi bir düşünce mevcut. Siz bu konuda neler söylemek istersiniz?
 
Yazının dili olsaydı tebessüm ederdim..
 
İslami davada aktif rol alan pek çok genç kız, evlilik ve çocuktan sonra -kısmen de olsa- şevk ve gayretlerini kaybediyorlar. Eşlik ve annelik rolleriyle birlikte İslamî sorumlulukların da devam ettirilebilmesi için kızlarımız hangi hususlara dikkat etmeliler?
 
Evlilik mühim ibadetlerden biridir. Bir müminin Rabbine, kendisine, ailesine ve topluma karşı sorumlulukları vardır. Taksimatı yapmak zorundayız. Ama ne ki kadının önünde bir takım engeller var diye düşünüyorum. Öncelikle kendisi engel daha sonra da toplumun ataerkil kurallarından doğan algılar vb... Tüm soruların çözüm noktasında yatan eğitim sorunumuz var. Hayatın iman ve cihaddan ibaret olduğu bilinemeyince. Oysa ki Allah yolunda cihad edenlerle etmeyenler elbette bir olmayacaktır. Eş seçiminde yapılan hatalar da bahsi geçen duruma engel olabiliyor.
 
Henüz yolun çok başında olan genç annelere, özellikle kız annelerine neler tavsiye etmek istersiniz?
 
Önce kendileri evlilik ilmini, çocuk eğitimi ilmini almalılar. Sonra eş seçimini Kur'an ve sünnetin tavsiyesine göre yapmalı ve ailelerini tevhid temeli üzerine kurmalılar.
 
Sevgili Hocam, vermiş olduğunuz değerli bilgiler ve tavsiyeler için çok teşekkür ederiz. Allah razı olsun.. Çalışmalarınızda başarılar dileriz..
 
Ben teşekkür ederim...
 

Yorum Yap

  • Henüz Yorum Yok !