Günlerden Yasin Börü'ydü!.

Tarih 6-7 ekim ve bir kurban bayramı günü. Asimile olan,köklerinden kopan,savrulan,kimliksizleşen,silikleşen yığınlara inat, Kürdistan'ın imanlı nazenin gençleri düşüyor yola.Amaçları belli hedefleri de.Hedefleri doğrultusunda o gün  onlara kurban eti dağıtmak işi düşüyor.Düşüyorlar yollara kurban eti dağıtırken kurban olacaklarından habersiz.Gidip ailelerinden hikayelerini tek tek dinledim.Şehadet yarışı yapıyorlarmış aralarında,tıpkı Filistinli, çocukların oyunlarını savaşa kuramladıkları gibi onlarda yarışlarının adını şehadet koymuşlar. "Şehadet bana yağışı ma zorlamıdır" diyerek öne geçenlere gıpta,özlem ve hasretle bakıyor arkada kalanlar.

Kürtçülük davasını güdenlerin  kürt kurbanları onlar.

Yasin!

 Henüz on altısında yüzündeki masumiyet ifadesi,yaşı,yardıma koşuşu hiç biri işkenceyle öldürülmesine engel olmuyor/olamıyor. Kadın cinsinden bazı mahluklar zılgıt çekerek    zulme öncülük ediyor. Bedir de müşrik ordusunun yüreklendirmek için  zılgıt çeken  ebu lehebin karıları geliyor akıllara. Yarab diyor insan "Küfür tek bir millettir. Mantığı da aynı zalimliği de".Yasin'i doğuran ana evladını "Onu bacağındaki benden tanıdım” diyor. Vahşetin boyutunu göstermeye yeter bir söz.

Peki ne oldu şimdi?.

   Beşer hukukunun adalet sağlayamayacağı bir kez daha  ispatlandı.Yargıdan çıkan sonuç nedir?. Ve  akıllı bir toplum için Allah'tan daha güzel hüküm koyan kim vardır.

"Onlar, cahiliye dönemi hükmünü mü arıyorlar? İyici bilen bir toplum için Allah’tan daha iyi hüküm veren kim vardır?"(Maide:50).

 

Not: Bu yazıyı yazarken Ankara da ki saldırının haberi geldi. Toplumun ıslahı ancak vahiyle mümkündür. Beşer ideolojilerin mantığı insana  acı ve mutsuzluktan  başka bir şey veremez.   
 

Zalimler için yaşasın cehennem ...

Yorum Yap

  • Henüz Yorum Yok !