"Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir  erkekle bir dişiden yarattık. Tanışmanız için sizi milletlere ve kabile­lere ayırdık. Sizin Allah nezdinde en üstün olanınız, şüphesiz takvaca en ileri olanınızdır. Muhakkak ki Allah her şeyi bilen ve her şeyden haberdar olandır."(1). İnsanı bir erkek ve  bir  dişiden yaratan Allah (cc),yaradılış gayesini  bildirmiş "Ben cinleri de insanları da ancak bana kulluk etsinler diye yarattım."(2) diye buyurarak,bu gaye yönünde vazifeler vermiştir.İmanını ikrar eden bir insan, artık imanın emrine girmiş demektir."De ki: -Eğer mümin iseniz, imanınız size ne kötü şey emrediyor!"(3).İmanı amir kendisi de memurdur.İman,insanı terbiye ettiğinden insana bir takım meziyetler ve vasıflar kazandırır.Kadın açısından kazandırdığı en önemli vasıflardan birisi hiç kuşkusuz "Ana'lık" vasfıdır.Bu önemli vasfın idolleri de gerek Kur'an da ve gerekse tarihin öne çıkardığı şahsiyetlerde örneklendirilmiştir. Çünkü her iman eden kadın kendi çağından sorumludur. Yaşadığı çağa, imanın şahitliğini yapması en önemli vazifelerindendir (farz).Aynı zamanda "Ana" olmak doğurgan olmakla birebir alakalı değildir. "Cennet anaların ayakları altındadır" müjdesi doğurganlar için değil  bilakis ümmetin çocuklarına sahip çıkıp kul yetişmeleri konusunda kendisinden istenen çabayı  ortaya koyanlar içindir."Her doğan çocuk fıtrat üzere doğar. Sonra anne babası onu Yahudi, Hıristiyan veya Mecusi yapar.” (4).Çağımızda  ise  ana ve babaların  olması gereken çabanın  yetersizliği sebebiyle İslam fıtratı üzere doğan çocuk deist,laik,demokrat,feminist ya da modernist olabiliyor Hiç kuşkusuz bunun en önemli sebeplerinden birisi  beşer ideolojilerinin eğitim sisteminde olan çarpıklıktır ama     İslam fıtratına aykırı eğitim sistemine teslim edenler de  bunun müsebbibi değil midirler?!.Fıtrata aykırı yetişen nesil de iş başına geldiğinde ise  toplumu ifsad ediyor."İş başına geçince yeryüzünde bozgunculuk yapmaya, ekini ve nesli yok etmeye çalışan kimseler vardır. Allah bozgunculuğu sevmez".(5).Halkı Müslüman olan ülkelerin durumu ortada. Yetişen neslin durumu   herkesin malumu. Fıtratından uzak ,fıtratına yabancı neslin  hız kesmeyen tatminsizliği  her türlü sapkınlığı denemeye itiyor gençleri. Tatminsizlik hız kesmeyecek   çünkü kendisine yabancılaşan insanı   hizaya sokan şey özüne dönmesinden başka bir şey değildir.Bu hususta "Ana"  vasfı olan kadına  çok büyük görevler düşmektedir.İşi, neslin yetişmesidir.Görevi kul yetiştirmektir. Neslin ıslahıdır. Görevi için can siparene çaba sarf eden kadının illaki doğurgan olması şart değildir  "Ayakları altına cennet serilecektir". Hz. Asiye bunlardan biridir.Ayette  şöyle buyrulmuştur; "Göklerin ve yerin hakimiyeti Allah’a aittir. Dilediğini yaratır. Dilediğine kız çocukları bağışlar, dilediğine erkek çocukları.Veya erkekler ve kızlar olarak çift verir. Dilediğini de kısır yapar. Şüphesiz O, her şeyi bilen ve güç yetirendir"(6)

Nesle sahip çıkması gerekiyor ki ayakları altına cennet serilsin. Çağa  "Analık" vasfıyla şahitlik edecek, damgasını vuracak ki görevini ifa etmiş olsun. Her çağın  mümini bulunduğu çağdan sorumludur. Yolunu aydınlatsın, şaşkınlığını gidersin ve ne yapması gerektiğini  bilsin için  örneklendirilmiş hanımlara işaret edilmiştir. Bunlardan bazıları şunlardır ki;Sadece çağlarına değil kıyamete kadar tüm  "Analara" özgün  halleriyle   yol gösterici ve  örnek,öncü önder  oldular taaa  kıyamete kadar...

 Ayakları altına cennet serilmiş o hanımlar  yaptıklarıyla hedefi  rıza-i ilahi olan her ananın yolunu ışıtmaya devam ediyorlar. Kur'an'ın işaret ettiği o hanımlardan biri İmran'ın karısıdır.Evlat sahibi olmak istemiştir ama  "De ki: -Benim namazım, ibadetlerim, hayatım ve ölümüm alemlerin Rabbi olan Allah içindir."(7)ayetinin  işaret ettiği bir ruhla.

 “İmrân'ın karısı (Meryem’in annesi) şöyle demişti: "Rabbim! Karnımdakini azatlı bir kul olarak sırf sana adadım. Adağımı kabul buyur. Şüphesiz (niyazımı) hakkıyla işiten ve (niyetimi) bilen sensin"(8).

Her kadın gibi çocuk isteği ağır basmış   ve çocuk sahibi olmak istemiş ama "adadım"  rızan için diyerek tüm analara çocuk sahibi olmak isterlerken niyet ve eylemlerinin ne olması ve nasıl olması gerektiğini öğretmiştir. Bir ana çocuğunun  öncelikle ahretini düşünmeli.Kul olmanın gerekleri,Tevhid ve şirk. İman ve ihsan vb  farzı ayın  ilimler yaz aylarına sıkıştırılmış bir aylık programlarla öğretilemez.Dünyalık sınavlarda  gösterilen hassasiyet ve gayretin daha fazlası kulluk sınavını geçsin diye gösterilmedikçe Ana olmanın hakkı verilmez,verilemez."Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. Onun başında, acımasız, güçlü, Allah'ın kendilerine buyurduğuna karşı gelmeyen ve emredildiklerini yapan melekler vardır."(9).

Allah'ın emirleri karşısında  teslimiyet ve tevekkül örneklerinden birisi de Hz. Musa'nın annesidir.Yapılması istenen emir zordur,  çocuğu sandala koyup nehre bırakması istenmişti kendisinden.Evlada dair ne emir varsa tevekkül ve teslimiyetle karşılanmalıydı. Tüm çağlar için geçerliydi bu. Allah (cc) evlada dair hangi emri  göndermişse  dünyalık kaybı  dikkate almadan, tam bir teslimiyetle teslim olan anaların ayakları altına cennet vaad edilmiştir.Örnek anlardan biride Hacer anadır!. Çölde tek başına  İsmail'in ihtiyacı için say etmenin,cehd etmenin anaya düşen görevini öğretiyordu tüm çağlara.Sonuna kadar cehd. İsmail ile zem zem buluşana kadar. İsmail'ler  tevhidle,namazla,iffetle buluşana kadar koşmanın adıdır Hacer olmak, yani"Ana" olmak.

 Ana olmak sağlıklı bir kul  yetiştirmenin kaygısını çekmektir.Çocuğun bedensel,ruhsal ve sosyal gelişim evrelerinde  ilimle,eğitimle pedagojik formasyona uygun  hareket becerisini taşımak ana olmanın sorumluluklarından biridir.

a.Çocuğa kendini tanıtmalı ve kendinden gocunmaması gerektiği öğretilmelidir..Kendinden razı olmalıdır evlatlar. Özellikle kimlik konusunda kompleksli yetişmemelidir. Hem Müslüman hem  modernist  olmaya çabalayan  (ya da bocalayan mı demek lazım) bir kimse tercih ettiği inançtan razı değil demektir.Tercihinden utanmamalıdır. Körü körüne batıyı taklit eden,batılı olmayı onur zanneden genç yığınlar hangi Hanne'lerin(!) eseridir.

b:Çocuklara duygularını tanıtmalı ve imanına göre duygularına yön verebilmesi  öğretilmelidir.Çağrıldığı kötülüklere karşı imanını siper edebilmesi,duygularını imanının emrine vermesi   için iman eğitiminden geçirilmelidir.

Lokman suresi  13- 18 ayetler ebeveynin evladına vereceği talim ve terbiye konusunda   sıralama yapmaktadır;

"Lokman, oğluna öğüt vererek demişki ki: -Yavrucuğum, Allah’a şirk koşma, çünkü şirk çok büyük bir zulümdür.
İnsana anne ve babasına iyi davranmasını tavsiye ettik. Annesi onu sıkıntıdan sıkıntıya düşerek karnında taşıdı. Sütten kesilmesi de iki yılı buldu. Şükret bana ve anne ve babana. Bana’dır dönüş!
Eğer seni, hakkında bilgin olmayan bir şeyi, bana ortak koşman için zorlarlarsa sakın onlara itaat etme, onlarla dünyada hoşca geçin. Bana yönelenlerin yoluna uy. Sonra dönüşünüz yine banadır. Ben de size yaptıklarınızı haber vereceğim.
(Lokman:) -Yavrucuğum, bir hardal tanesi ağırlığınca bir şey yapsan, büyük bir kayanın içinde veya göklerde veya yerin dibinde bile olsa, Allah onu ortaya çıkarır. Allah’ın lütfu boldur, herşeyden haberdardır.
Yavrucuğum, namazını kıl, iyiliği emret, kötülüğü engelle, başına gelene sabırlı ol. Çünkü bunlar, yapılması gereken işlerdir.
Halktan yüz çevirme, yeryüzünde böbürlenerek çalımlı yürüme! Çünkü Allah, övünen ve büyükleneni sevmez.
Yürüyüşünde tabii ol.. Sesini kıs, çünkü seslerin en çirkini eşeğin anırmasıdır"(10).

Dikkatli incelendiğinde ayetler sırasıyla iman,ahlak,amel,sosyal sorumluluk,akraba hukuku gibi konularda eğitimin yolunu göstermektedir. Kadına ise bu konularda başat rol düşmektedir. Üstelik sadece doğurduğuna değil ümmetin tüm evlatlarına. Çünkü Ana olmak doğurmakla alakalı değildir. Kadına yüklenen misyonu omuzlayıp ifa etmekle alakalıdır...

 

 

1:Hucurat suresi:13

2:Zariyat suresi:56

3:Bakara  suresi:93

4:Buhari

5:Bakara suresi:205

6:Şura suresi: 49-50

7:Enam suresi:  162

8:Ali İmran suresi:35

9:Tahrim suresi:6

10:Lokman suresi:13-19

 

Misak dergisi İçin Yazılmıştır

Yorum Yap

  • Henüz Yorum Yok !